Adını siz koyun...

Yayınlanma: 20.10.2013 00:05 Güncelleme: 20.10.2013 00:05

Bayındırlık eski Bakanı Zeki Ergezen Bey'den: "1993 yılı.. Merhum Erbakan Hoca'nın görevlendirmesiyle 32 milletvekili bütün ülkeyi karış karış geziyoruz.. Ben de Sinop'a görevlendirildim.. Boyabat ilçe programı için görevlendirilen Refakatçi arkadaşın anlattığı yaşam hikayesi.. "12 Eylül ihtilali öncesinde öğretmenlik yapıyordum.. O zamanlar ülkücü görüşe sahip biriydim.. Tanıdığım bir kamu görevlisi Yanıma gelerek bazı eylem malzemeleri verir, Eylemlere sokar, afiş, pankart astırır, olaylara karıştırırdı.. İhtilal olduktan sonra aynı kişi Beni evimden alıp karakola götürdü.. Bazı suçlamalarla tutuklandım.. cezaevine girdiğimde Aynı koğuşta kaldığımız, yaşadığımız olayları paylaştığım Sol görüşe sahip tutuklu bir arkadaş aynen demez mi, "Sana eylem için malzeme veren o mâlum kişi var ya, Bana da malzeme verir, afiş, pankart astırır, eylemlere sokardı" Sözlerini duyduğumda şok olmuştum.. Yıllarca içeride tutuklu kaldım.. Çevrilen bazı dümenleri o zaman anlayabildim.. Ancak bu arada öğretmenlik görevimi kaybetmiştim.." Yaşam hikayesindeki farklı tercihleri ifade eden Sağcı-solcu kavramlarının yerine, * Yıllardır çatıştırılan.. bugün için hiçbir anlamı kalmayan.. Ancak yakın geçmişte çoook anlam ifade eden Komünistini-kapitalistini koyun.. * Bugünlerde birilerinin anlam yüklemeye çabaladıkları, Yakın gelecekte hiçbir anlam ifade etmeyecek hatta Ağır vebâli bulunduğu mutlaka anlaşılacak olan Türkünü-Kürdünü koyun.. Alevisini-Sünnisini koyun.. Lâikini-Antilâikini koyun.. şu'cusunu-bu'cusunu koyun.. Hâlihazırda kısmen başarılı olunan bu kavgalarda, Dünlerde kavga edenler bugünlerde bi'araya geldiklerinde, Dünlerde yaptıkları kardeş kavgalarından Duydukları pişmanlıkları anlata anlata bitiremiyorlar.. Yıllar önce çatışan kamplardakiler Cezaevlerinde aynı koğuşta yaptıkları Mecburî arkadaşlıkları döneminde Birbirlerine yaptıkları yanlışları ancak farkedebildiler.. Birbirlerini anlamaları için illâki Mapushaneye mi düşmeleri gerekiyordu? Dikkat edilirse, Kardeşlerin hiçbiri kavganın kazanan tarafı olmadı.. Tüm kardeşler hep birlikte kaybettiler.. Kazananlar mı? Kardeş kavgasını fitilleyip Kenarda ellerini ovuşturanlar ve "çak" yapanlar".. Üstelik yakın geçmişteki kavgaları kazanan kişilerin Bizzat kendileri veya çocukları, bugünlerde "Şu kuytu köşe var ya.. orada sabırsızlıkla bekleşiyorlar".. Onlar aynı olabilirler ama Geçmişte kaybeden taraftaki bizler veya Çocuklarımız aynı noktada olmak zorunda mıyız? * Teşbihte hata olmazmış.. İki arkadaş rıhtımın kenarına otururlar, kafaları da iyidir!.. Muhabbetin ilerleyen zamanında konu kalmayınca biri, "Bak arkadaş, biraz önce limandan kalkan gemi vardı ya.. İşte o gemi biz konuşurken ufkun Sağ tarafına doğru gitti ve gözden kayboldu" der.. Diğeri, "ben de takip ettim o gemiyi.. sen yanılıyorsun, O gemi ufkun sol tarafına doğru gitti ve gözden kayboldu".. Beriki, "hayır" der, "sağ taraftan gitti".. Diğeri, "bilmeden konuşuyorsun.. sol taraftan gitti".. Sağ-sol derken birbirlerine girerler.. Kafa-göz derken karakol ve doooğru cezaevine.. Bir süre cezalarını çekerler ve tahliye olurlar.. Beraberce aynı rıhtıma gelirler, aynı yere otururlar.. Beriki günah çıkarır, "Yahu arkadaş, bizimki de iş mi? Bir geminin ufkun yok sağ tarafından Yok sol tarafından gözden kaybolduğu kavgasıyla, Birbirimizi kafa-göz kırdık, incittik, Şunca zamandır yok yere cezaevinde yattık.. Bizimki de ne akılsızlıkmış" der.. Diğeri, "haklısın" der, "Saçma sapan bir konu için birbirimizi kırdık.. Değmediğini anladık ama iş işten geçtikten ve Ağır bir bedel ödedikten sonra" der.. Beriki, "doğru" der, "ama işin aslına kalırsa O gemi sağ taraftan gözden kaybolmuştu".. Diğeri, "hayır" der, "yine doğru söylemiyorsun.. O gemi sol taraftan gözden kaybolmuştu.. Sağdan soldan derken yine kafa-göz birbirlerine girerler, Yine dooğru karakola ve yine cezaevine.. * Tüm kardeşler, Yine kaybeden tarafta olursak, Dünyada bedeli, âhirette vebâli olmayacak mı?E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com

Devamını Okumak İçin Tıklayınız