ayakkabı kutusu
cambazlara baktırarak üç maymunu oynayanlar olsa da cebimize uzanan ellerin sözlerini okuyalım: görevi bu işleri tesbit ve önlemek olan bakanın, rüşvet veren kişiyi ihbar eden emniyet müdürü için, "daha da ileri giderse dersinki, kardeşim bana çöktü, benden şöyle bir rüşvet istedi.. daha ileri götürürlerse ben senin ağzından iki satır ifade alırım, aynı gün işleme çektiririm ve meslekten attırırım p.....ngi.. o soruşturmayı takip edeceğim, onun da defterini düreceğim o p......ngin.. ben o terbiyesizin kafasını kopartırım onda rahat ol.. oğlum, telefonda da dikkatli olun.. hıı tamam, o şeyi hallettiler değil mi, hepsini" dediği rüşvet iddiası, rüşvet verenin, "abdullah, beşyüz bin hazırlat tamam mı.. bi ayakkabı al koy içine.. hediye paketi yaptır, âcil sağlam birisiyle ortaköy'e gönder".. bilâhare, "bir tane gümüş tabak al.. içine çikolata dizdir tamam mı.. bir tane de çikolata kutusu olsun, onun içine de beşyüz bin yerleştir, tamam mı, sadık biliyor, e'ye gidiyor e.g'ye.. daha önce de hani göndermiştik ya, beşyüz beşyüz".. önceki beşyüz bin doları ve takım elbiseyi alan bakanın, "çok zevklisin, kravatın tasarımını çok beğendim" dediği rüşvet iddiası, aslan payını götüren bakanın özel kalem müdürü, "araçla belli bir noktadan sonra sayın bakanımız sizin araca geçer oldu mu?" rüşvet veren, "tamam okey olur.. o zaman ben şoför de almayacağım yanıma" özel kalem müdürü, "daha güzel olur.. eğer siz beraber şey yaparsanız daha güzel olur" dediği rüşvet iddiası, keza, kendisine teslim edilen dolarlar için bürokrat kocasını telefonla arayan eşinin, "bey, yeşiller geldi" dediği rüşvet iddiası açıklığa kavuşmalı.. yaşatılanlar devlet içinde devlet mi, olabilir.. operasyon içinde operasyon mu, olabilir.. deliller yasadışı yollarla elde edilse bile, toplayanların kirli ilişkileri olsa bile, yapanların hedefleri kirli olsa bile, ayakkabı kutusundaki milyonlarca doları, para sayma makinesini, deşifre konuşmaları, iddiaların toplamı 137 milyon(trilyon) lirayı ve kirli görüntüleri izah edemiyor.. hiçbir haklı gerekçe iddiaları örtemiyor, "rüşvet olayı yok" diyemiyor kimse ve bu mızraklar çuvala sığmıyor.. yapılacak şey belli, yapan kim olursa olsun bin dereden su getirmek yerine, "kim yanlış yaptıysa versin hesabını" diyecek gür ve kararlı bir sesleniş bekliyoruz.. aksi halde laf aramızda, bazıları şöyle iç geçirmez mi, "aahh! babamdan kala kala itibar miras kaldı".. "aahh! benim hanım, 'yeşil soğanlar geldi bey' diyor".. "aahh! para sayma makinem olmasa da olurdu".. "aahh! hiç böyle ayakkabı kutum olmadı".. * bundan böyle ayakkabı alırken kutusunu dikkatle inceleyin, belli mi olur.. * siyasetçiye yapışan yolsuzluk yaftası, boynuna asılan idam fermanı gibidir, götürür.. * ne diyelim, adalet terazisi böyledir, "ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar".. * bi'yanlışı düzeltelim, yetimin/devletin malı deniz ise yemeyen değil yiyen domuz olmaz mı..? * "aile içi mahremiyet" temiz kalmaktır, pisliği örtüp yapanları korumak değil.. * kol kırıldı, yen içinde kalacak gibi değil.. * adalet, "kızım fâtıma da olsa" yerini bulmalı.. * adalet, "zülf-ü yâre de dokunsa" yerini bulmalı.. * iddiaların muhataplarına.. bu belgeleri, haclar da umreler de temizlemez(!).. * yetkili sorumlulara diyeceğimiz o ki, bağırsakları temizleyin, lütfen.. not.. iddiaların muhatabı kişiler istifa etmiş veya görevden alınmış bile olsa sorun çözülmüş olmayacak.. E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com