DİN VE DİN ADINA YAZILMIŞ BEŞERİ KİTAPLAR
Tarikatlar ve cemaatler kendi ağına, düşürdükleri saf insanları inlerine çekip, bu saf insanları, Allah’ın ilahi yasalarına ulaşmasınlar diye bu insanları, tarikat ve cemaat aşısı ile aşılıyorlar. Aşılanan bu saf insanlar, birer paralel din’in bulaşıcı virüs oluyorlar. Bu paralel virüslü insanlar, toplumun içinde dindar insanlar olarak bilinmektedirler..Bu paralel aşılı insanlar, ne zamanki tarikat ve cemaatlerine karşı çıkan ve onları eleştiren, Tarikat ve cemaatlerinin efendilerini, şeyhlerini korumak adına, karşıki insanları zındık, ateist, mezhepsiz, sünnet ve hadis, düşmanları diye al görmüş boğa gibi saldırmaktadırlar.Kendi düştükleri bataklığı cennet bahçesi sanan, bu paralel aşılı insanlar, efendi ve şeyhlerini şefaatçi, birer Allah dostu kurtarıcı olduklarına inanmaktadırlar. Hz. Nuh, hanımını ve oğlunu, Hz. İbrahim, kendi babasını, Hz. Peygamber amcasını, kurtaramamışken, bizim veli, evliya, efendi, Şeyhler kendilerine kul köle olan müridlerini kurtarıyor.Tevhit dinine karşı aşılanan bu ahmaklar, efendi ve şeyhlerini, Allah’ın birer yardımcıları, Allah’ın dostu olarak gördükleri için,Peygamberlerin bile yapamadığı ve yapamayacağı işleri yaptıklarına inandırılmışlar. Tevhit dinine, karşı paralel aşılı virüsler bu insanlar, şeyh ve efendileri için canları bile feda edebilmektedirler.Peygamberlerin tekrar, tekrar gönderilmesinin nedeni, insanların, dinden büyük koğuşu sebep olmuştur. Hiç kimse din üretemez, din Allah’ındır.Kendi menfaatine uyan günaha batar, ilahi emirlere uyanlar ise kurtulur.Kuran’ın ilahi emirlerini bir tarafa bırakanlar, başka kitaplardan ders çıkarmak, ders alanlara yazıklar olsun. Sizin istediğiniz gibi size ders veren kitaplar var. Onunla hüküm ediyor ona inanıyorsunuz. Bu gibi davranışlar, İslam inancını tehdit eden bir unsur ve hastalıktır. Hak ve batılı belirlenmesi durumunda ileride doğacak telafisi imkânsız çıkmazlara vicdanınız nasıl müsaade ediyor, nasıl izin veriyor. İnsanlar dünyadaki kendi hâkimiyetlerini kurmaları ve devam ettirmelerini sağlamak için Allah’ın emir ve yasakları onları rahatsız ediyor. İşlerinin yolunda gitmesi için ürettikleri paralel din ile kendileri de bir gurup oluşturdular.Dolayısıyla başlarlar kendilerinden din ve emirler yasaklar üretmeye yasa koymaya, bunları da ileriside sanki Allah’ın emri gibi, insanlara dayatırlar. İndirilen Dine karşı uydurulan dine uymalarını emrederler. Böylece her gelen ilahi tek din İslam, insanlar tarafından bozulmuştur, Dini ve iman’ı insanlara sıkıntı verici hale getirdiler, bu da insan’ın kendisine din adına zulmetmesidir, dinsizleşmesidir.Din’in amacı insanları köşeye sıkıştırmak değil, insanları sıkıştıkları yerden kurtarmaktır. İnsan’ın maddi ve manevi hayat kılavuzudur, ilahi düzene koymasıdır. İnsanları kötülüklerden korumaktır. Din korkusuyla yaşamak, cenneti ummak insan’ı küfre götürür, hak ve hakikat insan’ın özünde aramalıdır.Din kimsenin ürettiği kirli duyguları olamaz Zira kirli eylemler. Kirli eylem üretir, bu da insan’ın yüreğini içini ve iman’ını da kirletir.Kişinin her yaptığı çirkin eylemler insanlar tarafından sevilmeyen hareketleri onun için bir lanettir. Hoş olmayan sevilmeyen bu gibi hal ve hareketler lanet okutur. Dini bireysellikten çıkarıp kurumlaştırdılar. Dini töreselleştirdiler, törenleşmiş dini de parsellediler insanlara din diye dayattılar.Kimi insanlar da vardır ki, Allah’a inandık derler, fakat iş Allah (davası) uğrunda eza cefa çekmeye gelince, insanların baskısını Allah’ın cezası gibi algılarlar, Rabbinden bir yardım ulaşınca da, ısrarla zaten biz ta başından beri sizinle beraberdik derler. (29-Ankebut/10.)İNSANLAR, GERÇEĞİN SAF TEMİZ OLANINA DEĞİL, BATIL KARIŞMIŞ OLANINI SEVERLER.Nerede tarikat var, orada şirk vardır, orası bataklıktır.