Dünden bugüne Türkiye üzerine oyunlar (4)

Yayınlanma: 20.01.2016 11:01 Güncelleme: 20.01.2016 20:14

“Ben Türkiye uzmanıyım. Türkler ve Türkiye üzerinde uzmanlaşmak için harcadığım onca sene boyunca Türklerin tarihini, kültürünü ve dini olan İslam'ı da teferruatı ile inceledim. Bir Türkün hem Müslüman hem Atatürkçü, hem Müslüman hem de laik, hem Müslüman hem de demokrat olabilmesi mümkün değil. İslam dininin esasları belli. İslam dini, Müslümanların devlet yönetiminden, miras, harp ve alış veriş hukukuna... Sağlıklı yaşama kaidelerinden nasıl yemek yiyeceğine ve af edersiniz tuvalette nasıl taharetleneceğine kadar her şey hakkında hüküm vermiş ve hiçbir boşluk da bırakmamıştır. Gerçekten İslam'ı bir din olarak seçmiş bir Türkün başka hiçbir siyasi ve fikri ideolojiye ve akıma ihtiyacı da yoktur. Zaten İslam, yarım kabullenişleri ret eder. Yani İslam dini her şeyi ile bir bütün olarak kabullenip iman etmeyi emir eder. Hem Müslüman olayım ama hem de devlet hukukunu ya da miras hukukunu değiştireyim derseniz, sizi mürted sayar. Müslüman saymaz. Ya hep ya hiçtir.Türk toplumu da dahil, son dönemde laikliğe, demokrasiye ve cumhuriyetçiliğe zorlanmış bütün toplumlar, dünya üzerinde bu görüşlerin ve ideolojilerin henüz iki asırlık bir geçmişi bile bulunmadığını, dünya tarihi boyunca bu ideolojileri ve görüşleri hiç hayal bile etmemiş, aklına bile getirmemiş çok sayıda toplumun ideal bir toplum olarak yaşadığı gerçeğini, bu akımların İngiliz gizli servislerinin tezgahlarında üretilip aydın kimliğine büründürülmüş casuslar sayesinde halklara empoze edildiğini bilmelidir.Türkler kendilerine aydın, alim ve mütefekkir olarak sunulan İngiliz casuslarını artık bilmelidir. Ali Suavi'yi, Said-i Nursi'yi gerçek yüzleri ile tanımalıdır. Mason ve İngiliz casusu Cemaleddin Afgani'nin Arap Müslümanlara kurduğu tuzakların aynısını Türkiye'de Müslüman Türklere kurmaya çalışan ve Türk aydını gibi görünen gizli Yahudi ve Ermenileri, çok gecikmeli de olsa deşifre etmelidir. Bakın Almanya'da, İngiltere'de ve Fransa'da Ali Suavi, Cemaleddin Afgani ve diğerleri hakkında çok özgün çalışmalar yapıldı. Türklere son zamanlarda kurulan gizli Yahudi ve gizli Ermeni tuzakları hakkında, Avusturya'dan Ewald Stadler'in, İngiltere'den Arnold Toynbe'nin çok özgün ve sarsıcı değerlendirmeleri var. Stadler Avrupa Parlamento'su üyesi de olan çok ciddi bir araştırmacı ve politikacıdır. Toynbe gibi tarihçiyi ve bu tarihçinin Türkiye yakın tarihine dair değerlendirmelerini bilmemek Türkler için çok büyük bir kayıptır. Günümüz Türkiye'sinde yaşayan Türkler bu araştırmalarda ve eserlerde kanıtlanan sarsıcı gerçekleri duyunca inanmak istemeyecekler ve "Bu kadar mı organize, bu kadar mı gizli, bu kadar mı taktik oynamışlar" diyeceklerdir.Daha feci olanı da, halkların, bu İngiliz ve Yahudi casusların topluma dikte ettiği siyasi ve fikri ideolojileri kabullenmek ve başka hiçbir şeyi tercih etmemek gerektiğine ikna edilmiş olmasıdır. Çağdaş ve medeni bir insan olarak mutlaka Atatürkçü, laik, demokrat ve cumhuriyetçi olmak zorundalarmış gibi bir algının Türkiye'de, iki asırlık casusluk faaliyeti, baskı ve devlet terörünün ardından genele yayıldığını görmek mümkündür. Sadece şuraya kadar birkaç cümle ile özetlediğim gerçekleri, inanın bana genişçe izah etmek isterim ve bundan çok büyük keyif alırım. Lakin bunları anlatmak aylarca sürer. Cilt cilt eserler tutar.Ben Katolik Hristiyan bir Alman olarak üzülerek söylüyorum ki Türklerin hali aldatılmış Almanlardan da beter. Almanya'da da aynı güç odakları fikri, siyasi, hukuki, ticari ve ahlaki sahada çok tuzaklar kurdular ama Alman halkı arasında bu İngiliz+Siyonist+gizli Yahudi hileleri o derece başarılı olmadı. Günümüz Türkiye'sinde bu gerçeklerin farkında olan insan sayısını geçin, bu gerçeklerin farkında olup bunu milletine anlatabilecek aydın insan sayısına bakıyorum ve hiç kimseyi göremiyorum. Hala Türk basını denilen basın, bu sefer CIA ve MOSSAD ile işbirliği içindeki gizli Yahudi ve Ermenilerin tekelinde...Bana bu söz hakkını verdiğiniz ve Alman toplumunu doğru bilgilendirmeme aracılık ettiğiniz için sizlere de çok teşekkür ediyorum.”Çeviri: Birgül Yayman ErdenerAlman, Rus ve İtalyan medyasından dikkat çekici haberleri, yine Alman, Rus ve İtalyan edebiyatının önde gelen eserlerinden çevirileri paylaşmaya devam edeceğim. Bu emeklerimin daha çok vatandaşımıza ulaşması için lütfen paylaşalım ve destek olalım arkadaşlar! Çeviriler için önerilerinizi de bekliyorum.birgulyaymanerdener@gmail.comEfendim bizde Birgül Yaman Erdeme bu çevirisinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum.BİTTİ

Devamını Okumak İçin Tıklayınız