sobee!
"başçalan" adlı siteden: eb: oğlum ben her gün her cuma bir tane ayet sallıyorum md: senin elinde kitapçık var oradan çakıyorsun eb: kitapçık yok lan, google'a gir, kur'an'dan atıyorum kardeşlik, nankörlük bilmem ne diye search(arama) yap hepsi çıkıyor, oradan beğen bir tane salla gitsin, ben sabah beşte çaktım bi'tane md: bu bakara iyi ya eb: (kahkahayla)makara iyi.. ve daha yazamayacağımız şeyler.. müstafi bakan ile gazetecinin bu konuşması telekulak'a yakalanınca hemencecik "montaj" savunması yapıverdiler.. bunun üzerine aynı internet sitesinde kayıtların ham halini yayınladılar, hâlâ tık yok.. toplumun gördüğü yerde başka, görmediği yerde böyle konuşanların öteki yüzlerine çarpıcı bir örnek daha.. kakara kikiriler eşliğinde hakara makaralar, hem de mukaddes kitabımız kur'an'ı kerim'i, bakara suresi'ni ve bazı ayetleri benzetmelerle makaraya almalar, makaraya sarmalar.. sözlerin dinî açıdan değerlendirilmesine giremiyoruz.. bunlar açısından bu laflar ne ifade ediyor bilmiyoruz ama bizim açımızdan varlık nedenimiz olan değerlerimizi incitici olmanın ötesinde derinden yaralayıcı.. akılları sıra bakara suresi ve ayetlerle matrak geçiyor, dalga geçiyor, alay ediyorlar.. google müslümanlığı telekulak'a kadarmış.. gerçek yüzleri telekulak'a kadarmış.. onlara birazcık insaniyet öğretelim: "google'dan search yapıp bi'tane salla gitsin"in veya "sabah beşte bi'tane çakmanın" yolu ne islâmiyetten ne insaniyetten geçmez.. yüreğinizde islâmiyet veya insaniyet yoksa "Rabbim size hidayet versin"den başka ne diyebilirizki.. bir de, yıllarca bizi kandırdığınız için önce özür dilemenizi sonra gereğini(!) bekleriz.. haa "özür de yok gereği de" derseniz yine şaşırmayız, "size yakışanı yapıyorsunuz" deriz.. telekulak'a suçüstü olmanın bedeli twitter'a çıkarıldı ve erişimi engellendi.. erişim daima mümkün.. en kolay yolu söyleyelim, google chrome kullananlar, "zenmate for google chrome" eklentisini indirin, twitter her zaman serbest.. sosyal medyanın suçu, gerçeklere yer vermek mi..? hâl böyleyse bu telaş neyin alâmeti..? çiğ yemediyseniz karnınız ağrımaz.. erdemli olmak, muhatap kim olursa olsun hiç kimsenin pisliğini örtmemeyi bilakis üzerine üzerine gitmeyi gerektirir.. bırakın herkes kendi pisliğini kendisi temizlesin.. temizleme işi sandıkla yapılacak iş değil.. hangi gerekçeyle olursa olsun bir pisliği örtbas etmeye çalışmak o yanlışa ortaklık olmaz mı..? düne kadar egemen olan şahıs hiç bağış yapıyor mu bilmiyoruz ama büyük miktarda bağış aldığına inandığımız için, "bunun hesabını ancak Rabb'e vereceğini" söylüyorsa, biz de diyoruz ki, dinimizi kullanarak bi'şeyler götürdüysen huzuru ilahide hesabını elbette vereceksin ama önce bu dünyadaki hesabını vermelisin.. bir kez daha söylüyoruz, bir kısmı açısından yalnızca günler çoğu bakımından sadece saatler alacak olan ses kayıtlarının gerçekliği kolayca anlaşılabilecekken bir ayı aşkın süredir hiçbir girişimde bulunulmaması bile belirsizliği yeterince aydınlatmış olmuyor mu..? adalete saray yapmakla adalet sağlanmış olmuyor, saraya adalet gelince adalet sağlanmış oluyor.. haa bir de, götürengiller ile yiyengiller ailelerine mensup zevât-ı muhteremin ve mahdumlarının ve ahbâbının ve şürekâsının ve yalakalarının ve onlar için cansiperâne mücadele edenlerin ve onlar için göğsünü gövdesini siper edenlerin konuşmalarında en dikkat çeken husus, odalara sığmayacak kadar götürürlerken işin başında "inşallah", işin ortasında "maşallah", işin sonunda "elhamdülillah" sözcükleri dillerinden hiç düşmüyor, maşşallah maşşallah.. nazar değer inşallah inşallah.. E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com