Bahar geldi. Soğuktan ılıman bir havanın kollarında kendimizi bıraktık. Rüzgârın yorucu yüzü de olmasa ortada hiç sorun kalmayacak. Tabiri caizse vücudumuzun donu çözüldü. Ağrıları daha çok hissetmeye başladık. Terleme ve sonrasında üşütme çoğaldı. Spazmlar vücudumuzda kendine yer bulmaya başladı. Ağrıların adı geçtiğinde ilk akla gelen bel ağrıları oluyor. Bel ağrısı akla gelince de bel fıtığından mutlaka dem vuruluyor. Bel fıtığı bölgemiz insanın korkulu rüyasıdır.

                Bel fıtığından dikkatle korunmanın mümkün olduğunu biliyor musunuz? Bel fıtığından korunmak için birden çok yöntem vardır. Bu yöntemlerin her birinin ayrı bir önemi vardır. Bunlara dikkat etmeyeni fıtık yapacak bu koruyucu yöntemlerin neler olduğunu herkes ilk duyduğu andan itibaren merakla cevabı bekler. Bizim toplumsal özelliklerimizden olan az okumak ve hızlı çözüm beklemek gibi kötü alışkanlıklarımız olduğunu hep dile getiririm. Buradan kolay ve bir kereye mahsus bir tembihle işi bitirmeyi bekleriz. Giy korseyi fıtık olma!!! Gibi beklentiler… Aslında bu şekilde bir çözüm söz konusu değildir. Sağlığı korumak için ömürlük hayat tarzı adaptasyonları gerekir. Korse giyerek korunmanız mümkün değildir. Korseler uzun süre kullanıldığında kas kuvvetsizliğine sebep olduğu için zararlı olduğu dönemlerde olur. Bunu buradan tekrar söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum.

                Nelere dikkat edelim de bel fıtığından korunalım? Bu sorunun cevabı bel ve boyun atölye çalışmamızda gizlidir. Bir şeyden korunmak istiyorsanız öncelikle onun ne olduğunu bilmeniz gerekir. Yani neden korunacağınızı öğrenmelisiniz. Fıtığın ne olduğunu bilmeden ondan korunacak yöntemlerden de tam bir verim almanın mümkün olmayacağı aşikârdır. Bel fıtığı ile ilgili kırık-çıkıkçı tayfasının dışardan dokunup bilme yalanı gibi saçma şeylere inanan bir kesim olduğunu duymuşunuzdur. Bu fıtıklaşma kısmının sırt tarafında değil karın tarafında olduğunu bilmelisiniz. Bunun yanında dokundu ağrıyan yeri buldu şekilde anlatımlarla çok karşılaşılır. Hâlbuki zaten fıtıkların yüzde 95 yakını bir eklem arasında kalan kısmı diğer eklemde yüzde 1lik kısmı da kalan eklemlerde görülür. Yani kendimiz hakkında bazı bilgileri bilmemiz gerekir. Çaresiz olmak her kapıya gitmemize neden olmasın.

                Bel fıtığından korunmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Elimizde olan kısımda üstümüze düşeni yapabilirsek büyük oranda fıtıklaşmaya neden olan faktörleri diskalifiye etmiş oluruz. Bunlara dikkat etmek bizi cerrahiden koruduğu gibi cerrahi sonrasında da tekrarlama ihtimalini en aza indirir. Sağlıklı bir yaşamın anahtarı sağlığı korumaktır.

Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…