İnşallah Torunlarımız Görür!..
Yayınlanma :
08.11.2018 14:13
Elli yıl evvel Kılıçaslan Tepesi´ne çıkıp Aksaray´a baktığımızda sadece Azmi Milli Un Fabrikası ile T.M.O. silolarının yıldırım düşmesini önlemek için dikilmiş paratoner görürdük.
Her taraf yemyeşildi.
Irmak boylarındaki, Karaoğlan Kavağı denilen ve gök yüzünü delen heybetli ağaçların nesilleri bitti. Her evin önündeki iki kişinin bile kollarının kavuşmadığı DUT AĞAÇLARI kesilip odun oldu.
Her bahçenin kenarına sanki sınır belirten dev PELİT AĞAÇLARINA ne oldu?
Bütün bağ ve bahçelerin köşelerinde adete bir süs gibi yer alan CEVİZ AĞAÇLARINI mobilya yapmadık odun sobasında yakıldı.
Kerpiç evden apartmana geçtik…
Dedemizin ve ebemizin diktiği ağaçları bonkörce kestik.
Ağaç bitti, yeşil bitti Türkiye´de en az yağış alan iller arasına girdik.
Kışın diz kapağımızı geçen KAR YAĞMASINI unuttuk.
İlkbaharda Nisan ayında başlayıp Mayıs ayında yağmaya devam eden KIRK İKİNDİN yağmurlarını unuttuk.
Ne rahmetli olanlar ne de yaşayanlar, mülk sahipleri veya inşaat işi ile uğraşanların arasında “NEREDE YANLIŞ YAPTIK?” diyen de olmadı.
“Kes pelidi, kes cevizi, kes ağacı, dükkân geniş olsun, hisseme düşecek daire büyük olsun!..” denildi.
Otun bile kökünü kuruttuk.
Ebemin dediği: “HAYVAN, HASIL” kalmadı.
Şimdi AĞAÇ DİKİYORUZ inşallah torunlarımız görür.
BEN YANLIŞSAM, SİZ DOĞRUSUNU SÖYLEYİN!..
1955 yılında Cumhuriyet İlkokulunda öğrenci idim…
Okul bahçesinde sıra olduk bizi AĞAÇ DİKMEYE götürdüler.
Kılıçaslan Tepesine çam fidanı diktik.
Lise bitinceye kadar en az üç veya dört kere aynı yere gittik fidan diktik.
Altmış yıldır fidan dikimine şahit oluyorum.
Kılıçaslan Tepesi kupkuru, ot bile bitmiyor.
Biz çocuk iken aynı tepeler ÜZÜM BAĞLARI idi.
Ne mülki amirler ne orman veya ziraat mühendisleri arkalarına dönüp “NEREDE YANLIŞ YAPIYORUZ?” demiyor…
Ağaç dikme töreni yapıyoruz.
Elimize verilen fidanları toprak ile buluşturuyoruz.
Aman bir seviniyoruz…
Aman bir keyif oluyoruz…
Fidan diktiğimiz gün DERSİ KIRIYORUZ…
Kimse alınmasın, kimse gücenmesin!..
Bu işte vallahi bir yanlış var…
Toprak tahlili yaparak dağımıza uygun bir bitkiyi bir türlü tespit edemedik…
Kurtuluş Mahallesi ve Laleli´nin tepeleri hep bağ bahçe…
Meyve ağaçları 500 metre 1000 metre ileride yetişiyor da bizim törenle diktiğimiz fidan tutmuyor ise BU İŞTE BİR YANLIŞLIK VAR!..
“Çözüm ne?” diyebilirsiniz…
Bence çözüm bu dağı parselleyip BAĞ BAHÇE yapmaları şartı ile vatandaşa vermek…
Vatandaş sol sahil kanalından dağa su da çıkarır, toprağı hamur yoğurur gibi yeniler.
Zaman geçmiş değil…
Ağaç dikme mevsimi yeni başladı…
Benim dediğim YANLIŞ İSE SİZ DOĞRUSUNU SÖYLEYİN…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: