Aksaray’ın 56 yıl süren 2. İlçelik esaretinin cürmümüz kadar yer yakma pahasına can dostum, kardeşim ve meslektaşım merhum Çapan Tekeli birlikte çaktığımız kıvılcımı istikrarlı olarak aralıksız şekilde bize karınca kararınca maddi ve manevi imkanlarıyla yardımcı olanlarla birlikte il olmamız için canlarını dişlerine takan merhum Mehmet Altınsoy,8. Cumhurbaşkanımız milletimizin  Şehit Başbakan Adnan Menderesten sonraki 2. Adamı Turgut Özal ve ANAP Grup başkanı merhum Raşit Daldal’ın elini kuvvetlendirmek için kamu oyu desteğini  il olmamızı sağlayan 3578 sayılı kanunun TBMM’sinde kabul edilmesine kadar sürdürmemiz.

  İl olmamızdan sonra ise öncelikle il ve ilçe birimlerinin kurulması, yeterli sayıda elemanın ve araçla gerecinin teminin ardından sahip olduğumuz yer altı ve üstü zenginliklerimiz inde bilinerek ilimizin birinin bin olması için kullanılması çalışmalarını başlattık.

  

 2005 yılına kadar rutin şekilde sürdürdüğümüz bu çalışmalarımızı Üniversitemizin de kurulmasıyla bilimsel olarak katacağı katkıyı da hesaplayarak bilinmeyenlerimizin bilinmesi çalışmalarına hem hız verdim hem de bu konudaki Haber ve köşe yazılarımın sayısını arttırarak bilinmeyenlerimizin ilgililer tarafından bilinmesini istedim.

Bu yıllarca süren binlerce bilinmeyenimizin bilinebilmesi bilgilendirme yazılarımızın bazıları da yer geldiğince bolca da tekrarladığımız başta tıp olmak üzere birçok şekilde kendilerinden faydalanılması gereken fakat bilinmediğinden yararlanamadığımız Ardıç ağaçlarımızdır!!!



ARAŞTIRMACILARIN GÖREMEDİĞİNİ ORMANCILARDA BİLMİYOR!!!



     Bizde genelde Ziraat Mühendislerinin bitkiyi kitapta ve en fazla saksıda görmeleri misali Aksaray orman idaresinin hem işletme hem de İl Orman ve Çevre Müdürlüğüne gidilip sorulsa Aksaray’ın orman ağaçları anlatılırken görmedikleri öğrenmedikleri için yüzlercesini hatta belki de benim gördüğüm binlercesini ve benim göremediğim on binlerce Ardıç ağaçlarını ve dolayısıyla yerlerini de bilmezler.!!!

    Bir zamanlar resmi bir işim için gittiğimde görüştüğüm ormancıların kendi köyüm olan Aksaray merkez ilçesi Yanyurt’un  her yerindeki yere yapışık olan kevene benzeyenine mahalli ismiyle “Merk” diye tabir edilen ve çok çabuk tutuştuğu için çobanların üşüdüklerinde yakıp ateşinde ısındıkları ağaçları da bilmiyorlar.

       Yani bu görüşmemde ormancıların hem bu ağaçların bodurlarından, hem de başta 5 tepe ve Yelecik civarı olmak üzere birçok yerdeki her derde deva büyük boy Ardıç ağaçlarının varlıklarından da haberdar olmadıklarını öğrendim.

      5 tepelerin Ortaköy ilçemize bağlı Çatin ile Ozancık köyü ve Aksaray merkez ilçeye bağlı bizim köyümüz Yanyurt sınırları içinde, ayrıca yine bizim köyün Yelecik ve Yelli bölgelerinde de bulunan Ardıç ağaçlarından da  haberdar olmamaları nedeniyle Aksaray ormanlarındaki Ağaç envanterine de girmemiş olduğunu tespit ettim.

  

  Oysa Acem höyük kazılarından elde edilen bilgilere göre bu ağaçların zamanında Aksaray’dan başlayıp ala dağlara kadar devam eden ve genel ismiyle Konya ovası olarak adlandırılan bölgede de bulunduğu anlaşılıyor.

   Nasip olursa ve aktüel yazılardan fırsat bulabilirsem en kısa zamanda da bu ağaçların genel olarak neden yüksek yerlerin dışında görülmediklerini ve Obsidyenlerimiz gibi tıbbi faydalarını da kaleme alacağım bu kıymet biçilemeyen binlerce değerimizden birisi olan Ardıç ağaçlarının öncelikle bilinebilmesi ve sayılarının belirlenmesi.

    Ardından ise bunlardan Aksaray ili olarak maksimum şekilde faydalanabilmemizin Vali Ali Mantı tarafından sağlanması dileğiyle.

   

 Cumamız Mübarek olsun.

   Rabbim yar ve Yardımcımız olsun.