Bir gün içinde iki yazı çok tarzım olmasada arada sırada mecbur kaldığımız sebepler oluyor. Keşke bu olay olmasaydı da bu yazıyı yazmak zorunda kalmasaydım.

1 Mayıs işçi bayramını bahane olarak kullanarak düzen bozmaya çalışan HDP yandaşları, polis tarafından korunurken, nedendir ki sadece görevini yapmak için orada bulunan gazeteciler şiddet görüyor!!!

Türk halkının birlik ve bütünlüğünü bozmak için bu tip günler son zamanlarda sıkça kullanılmaya başladı. Bu duruma dayanamayan Türk Vatandaşları da bu olaylara müdahale etmek ihtiyacı hissediyor. Geçen sene yaşanan olaylarda da görmüştük ki olan vatandaşa oldu. HDP yandaşları polis eşliğinde binaya girip çıkarken, günlerce binaları polis tarafından şiddete karşı korunurken, o anda yoldan geçen Vatandaş bile şiddete maruz kalmıştı… Esnaf bu olaylardan zarar görmüş, aynı caddede hizmet veren bir döner dükkanı sahibi şiddetten nasibini almıştı…

Bu günde Türk Halkının birlik ve bütünlüğünü bozmaya çalışan bazı kanı bozuklar ortayı karıştırdı… Yok yere halkı işinden, gücünden, malından, huzurundan etti. İşin en enteresanı ise olaylarla uzaktan yakından alakası olmayan, şehir de hem yerel hem ulusal basın olarak görev yapan gazetecilere saldırıydı… Yanlış anlaşılmasın bu saldırı gazetecilere düzen bozanlar tarafından değil, düzen sağlamakla görevli olup, bizlerin verdiği vergilerden maaşlarını almakta olan EMNİYET MENSUPLARINCA yapıldı… Gazeteci normal olarak görevini yapmak için orada olmak zorunda, polis nasıl orada görevini yaptığını söylüyor ise gazetecide orada görevini yapıyor… Üstelik şiddet gören gazeteci arkadaşlar bu şehirde simayen en çok tanınan gazetecilerin başında geliyor… Emniyet ve başka kurumların da sıkça operasyon ve başka etkinliklerinde yanlarında bulunan, bulunması için davet gönderilen, yani kısaca başkaları ile karıştırılma ihtimalinin olmadığı bir gazeteci !!

Yapılan şiddet, direk kameralara ve objektiflere yansıyor üstelik…  Çünkü etraf gazeteci kaynıyor doğal olarak… Şimdi merak ediyorum ve soruyorum… Kim görevini yapmak üzere, herkesin tatil yaptığı bu günde çalışmakta olan basın mensuplarından ne istiyor? Kanı bozuk vatan millet düşmanlarına görev icabı diyerek kalkan olan güvenlik güçlerine, hangi görev tüzüğü gazetecilerin anasına söv ve yumrukla diyor? Bu olay, başka yerde olsa bir şekilde üzeri örtülebilirdi lakin onca kameranın önünde gerçekleşen ve gazeteciler tarafından da kayda alınan bir olay olarak üzeri örtülmeye pekte müsait değil… İşin kanuni boyutu muhakkak ki takip edilecektir. Beni ilgilendiren manevi tarafı. Aynı cemiyete üye olmasak da, aynı camiada görev yaptığımız basın mensubu arkadaşlarımıza Şehrin Nabzı Dergisi ve çalışanları adına geçmiş olsun diyor, yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz…

Bu olayın son olması dileklerimle…

Derya ÖZABA