Eskiden bayram demek mutluluk demekti. Ve bu mutluluk hesap edilemeyecek kadar çok ve anlamlıydı. Mahallede çalınmadık kapı bırakmayan çocukların neşesi demekti bayram. Mesela çocuklar bir avuç şekerle dünyalar kadar mutlu olabiliyorlardı. Çünkü yoktu! Öyle şimdiki gibi her evde şeker bulamazdın ki.... Elinde olmayan bir şeye sonradan sahip olmak mutlu ederdi tabi ki insanı.
Ya yaşlılar..... Sahi şimdi de eskisi kadar içtenlikle ziyaret ediliyor mu ki ??? Sanmıyorum çünkü annesini, babasını dört duvarlı huzur evine (aslında huzurun olmadığı, içlerin de fırtına kopsa da kendilerini ifade edemedikleri için huzurlu sandıkları ) o mekana bıraktıkları veya anne babasına bakmak yerine ölüme ve yalnızlığa terk ettikleri şu zamanda yaşlıların içtenlikle bayramlarda ziyaret ettiklerini düşünmüyorum.
Bayram değince kalabalık sofralar gözüm de canlanır, öyle gösterişten uzak yalnızca soğan, ekmek olsa da önemli olan şeyin sofrada ne yenildiğinin değil, o sofra etrafında toplanmak olduğu bayram sofraları....
Merak etmeyin şimdide var o sofralar fakat yalnızca yemek yok o sofrada riya, kibir, gösteriş, bencillik, ene duygusu ile bezenmiş kırk çeşit yemekli sofralar, mideleri doyurup, gönülleri aç bırakan günümüz bayram sofraları, iftar yemekleri.... Biz insanlar o kadar çok alışmışız ki birbiriyle yarışmaya davet sofralarında bile yarışır hale gelmişiz. Sünnet olan oruçluya iftar ettirme sevabını, yemeğe muhtaç olanı değil sofrasında kırk çeşit yemek olanı kırk çeşitli sofraya davet etmek anlamışız.
Bayramlar mı değişti yoksa insanlar mı??? Sorusu aklıma gelmiyor değil. Biz zamane insanları ona da bir kılıf uydurup bayramları suçlu çıkartacağımız kesin oysa insan kendine, çevresine dönüp bakmalı. Aslında toplumda müslüman olmakla kibirlenen insan sayısı çok olsa da bunu icrate dökmekte çok başarılı değiliz galiba. Yoksa biz müslümanlığı cuma ve kandil gecelerinde mesaj atıp, bir kaç dini söz paylaşmakla mı karıştırdık acaba? Oysa dinin en temeli değilmidir birlik beraberlik, riyadan, gösterişten uzak kalmak...
Değil ki 60 70 yaşlarında ninelerden, dedelerde "nerede o eski bayramlar" sözünü duymak, eğer günümüz gençlerinden de duyuyorsak bu sözü işte bunda bir sıkıntı olduğu apaçık bellidir. Lakin biz hep ümit var olalım, bayramları değiştiremesekte kendimizi değiştirmeye çalışalım en azından 40 50 yıl sonra bizim çocuklarımızda şimdiki bayramları özleyecek kadar kendimizi değiştirelim. Çünkü her şey insanın kendisini değiştirmekle başlayacak....
İlahiyatçı Hanım
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: