Geçen Perşembe günü sabah namazından sonra bir ekip arkadaşlarımızla beraber Ş. 

Urfa’ya seyahat ederek hem Peygemberler kokusu aldık, hemde güzel bir zaman geçirerek 

Alem-i İslamın geleceği ile ilgili güzel intibalarla hafta sonu döndük. Urfa Peygamberler şehri 

olmakla beraber bağrında bir çok İslam alimini barındırmış ve barındırmayada devam eden 

bir maneviyat şehri. İnsan ister istemez eski Urfa deyim yani eski yerleşim alanında kendisini 

bir maneviyat aleminde gibi görürken ayrı birde maneviyat kokusu alıyor.

 Hemen yazımın başlığı ile ilgili meseleye geçeyim. Son dönemlerde Kudüs’ü ABD İsrailin 

başkenti ilan ettiğini hepiniz biliyorsunuz. Aslında ABD tek başına böyle bir hareketi kendi 

istediği için yapmadı. Allah onu böyle bir adım atmaya zorladı ve attırdı.

 Atmakla kalmadı İslam İşbirliğini Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan toplayarak tersi bir karar 

aldırdı. Kudüs Filistinin Başkenti kararı çıktı. Ardından ABD Birleşmiş Milletler konseyinden 

tavsiye kararı alınması ve bir nevi eski kararın yok sayılması hususunda yapılan müracaatın 

129 oyla ret edilmezi ve adı sanı duyulmamış ABD sömürgesindeki ülkeleri 9 evet oyu ile 

yalnız kalması artık dünyada ABD’nin eski gücünün kalmadığını ortaya koymuştur.

 Son bu olaylar ABD’den çekinen ülkeleride cesaretlendirmiştir. Ayrıca ABD vatandaşlarıda 

devlet adamlarının bu yanlış politiklarına tepki gösterecektir. İsrail de artık eskisi kadar 

Filistinin üzerine çöreklenemeyecektir. Ortadoğuyu karıştırıp nemlanmak isteyen Yahudi ve 

Hırıstiyanlar yavaş yavaş yok olacaklardır.

 Şu satırlarımı bir tarafa yazın saklayın zamanı gelince çıkarırsınız. Türkiye, Rusya, Çin, buna 

zaman içince Japonya ve Almanya dahil olacak. Bu birliktelik hayata geçtiğinde Alem-i islam 

şaha kalkacak. Son dönemlerdeki Rusya ve Çin ile yakınlaşma buna bir örnektir.

 Bunun karşısın Yahudi ve İsrail, Hırıstiyanlar ve diğer ülkeler bitecek. Kominizm zaten 

bitmiş durumda, mevcut olan ve devam edecek olan Sosyal Demokratlar müslümanlara çok 

da fazla ters değiller bu beraberlik içinde kaynayıp gidecekler. Sonunda ise Alem-i islam 

Türkiyeden başlayan şahlanaşını yaşayacak.

 Ama burada ve hatta hükümetin bünyesindeki Beyaz Türklere dikkat etmek lazım. 

Bunların bazılarının Fetö örgütü ile hala birliktelikleri devam ediyor. Bunu Tayyip Erdoğan 

biliyor mu elbette biliyor. Ama şu aşamada sessiz kalıp zamanını bekliyor.

 Türkiye’nin iman gücünü, birlik ve beraerliğini bilen ABD Türkiyeyi Fetö denen sahte 

Müslümanlarla toplumun beynini yıkıyarak ülkemizi bölmek istedi. Ama bu hainlikde cesur ve 

yürekli Türk vatandaşları tarafından püskürtüldü.

 Bazı hadise ve İslamın gücü hayata geçecekse bunun önüne kimse duramaz. Tıpkı Ebabil 

kuşları, Çekirge ve Karınca hesabı gibi Allah hesabını mutlaka görecektir. Buna kimse engel 

olamayacak. Bazen bu düşünceye ters ve böyle bir yaşamı hayal etmeyenlere bile bu konuda 

bilmeden hizmet ettirilecek.

 Turumpun durup dururken Kudüs açıklamsı bunun bir örneği olamaz mı? 

Cumhurbaşkanımızın dünya beşten büyük lafının hayali olmadığını son BM kararında 

görmedik mi? İnşallah Osmanlının son dönemlerindeki gibi inanç ve islam birliğini unutup 

saltanat düşkünü olmayız. Osmanlıyı yıkan adam yetiştirmek yerine salat düşkünlüğü yıktı.

 Bildiğim ve aldığım bazı önemli konular elbette var. Ama ben ufaktan bazı noktalara 

temas ettim. Arife tarif gerekmez, siz benim ne dediğimi anladınız. Bizim ve ülkemizin birlik 

ve beraberliğini bozmaya hiçbir Ecnebinin gücü yetmeyecek. İnşallah ülkemiz en güçlü ve 

başı dik bir ülke olacak. En gür seda islamın sedası olacaktır.