ATSO Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası seçimine adım adım yaklaşılırken, guruplar arasında sessiz ve derinden bir yarış devam ediyor. Çarşıda birçok tanıdık eş ve dostun elinde bir liste çalışma yapıyor. Geçen seçime göre biraz tansiyon düşük, nedeni ATSO’da yaşanan son olaylar bu kurumu biraz sarsmışa benziyor. Niye yalan söyleyeyim bende bu seçimi Borsa seçimi kadar önemsemediğim için herhangi bir yazıda yazmamaya dikkat ediyordum.

Çarşamba günü Hatice Şahin Eroğlu hanımefendi bir kahvaltılı toplantı ile basın açıklaması yaparak guruptan çıkması halinde ATSO’ya aday olduğunu açıkladı. Telefonla arayarak rica etti gittim gittiğime de iyi etmişim. Burada çok önemli konular konuşularak bilgiler alındı.

Hatice Hanımın dışında kimler ATSO Başkanlığı düşünüyor inanın bunu da bilmiyorum. Bu kurumla ilgili birçok soracağım soru vardı ama Hatice Hanım henüz aday olması nedeni ile bu soruları kendilerine sormam doğru olmazdı. Ama bazı arkadaşlarımız hem seçilmemiş bir adaya seçilmiş gibi hem de seçilmemiş gibi sorular sordular.

Hepsine tek tek cevaplar verirken burada cevaplara çok dikkat ederek mümkün mertebe kimseyi kırmamaya çalıştı. Yani geçmiş yönetime de suçlamalar yapmadı.

Sadece; “ATSO’nun güven ve itibara ihtiyacı var, seçilirsem ilk iş olarak bunu sağlayacağım” dedi. Hakikaten bu çok önemliydi, nedeni ise gerçektende ATSO itibar kaybetmişti. Öyle veya böyle burada kimseyi suçlamak istemiyorum. Ama kamuoyunun kafasında sanki seçilecek kişi yine kaçacak mı soruları var. Belki de yönetimdeki insanların hiç suçları yok ama itibar sarsıntısı kamuoyunda ister istemez onlara da yansıdı.

Hatta mevcut vekil Başkan Sayın Yılmaz dik duruş yaparak aday olmadığını açıkladı. Herhalde bu olaylar kendisini de etkilemiş olmalı. Belki de hiç kusurları yokken yara aldılar, çeşitli dedikoduya mahal kaldılar. Bende bundan dolayı inanın ATSO seçimleri ile ilgili yazı yazmamaya gayret ettim.

Siyasi kimliği ile ilgili soruya ise; “ benim bir görüşüm var, hepinizin görüşü var. Ama ben bugüne kadar hiçbir şekilde görüşüm doğrultusunda bir fikir beyanı etmedim. Hiçbir partiye üye olmadım yâda seçilmedim. Burası siyasi bir kurum değil, siyaset yapacaklar gidip siyaset arenasında siyaset yapsınlar. Ben seçilirsem huzurunuzda söz veriyorum hiçbir siyasi kurumun arka bahçesi olmayacak. Bütün kurum ve kuruluşlarla da uyum içinde çalışacağız. Ben zaten bugüne kadar birçok kurum ve kuruluş da görev alarak görüş farkı gözetmeden Aksaray için çalışıyorum. Bana sürekli siyasi kimlik takılmasından da son derece rahatsızım.”

“Ak Parti Milletvekillerinden İl Başkanına kadar herkesle iyi bir uyum içindeyim. Seçilirsem elbette herkesle uyum içinde çalışacağız. Bu sadece benle olmayacak ekibimle beraber olacaktır. Eğer seçilirsem belki de Türkiye’de ilk kadın başkan olacağım ve bunun avantajlarını da Aksaray için kullanacağım” dedi.

Yazılı bir basın bülteni dağıtıldı ama ben o bültene hiç bakmadım. Benim için orada konuşulanlar önemliydi, ben bunları değerlendirmeye aldım. 

Bir bayan aday olarak kendisini donanımlı ve iki dönemdir ATSO meclisinde olması nedeni ile bu sahada bayağı yetiştirmiş gördüm. Aksaray ile ilgili gerek ilimizde gerekse çevre illerde ATSO ile ilgili olumsuzlukların dağıtılması için ilk iş olarak buna bakacaklarını ve kurumun itibarını kurtarmaya çalışacaklarını üstüne basa basa söyledi.

Kim seçilir kim kazanır bunun kararını üyeler verecek. Burada bizim kişileri yönlendirme gibi bir durumum olamaz. Ancak kişisel görüşümü beyan edebilirim. Gördüğüm kadarı ile Aksaray Ticaret erbabı ve işadamlarının sıkıntı ve problemlerini yakından bildiği ve odaya da yabancı olmadığını gördüm. Dolayısı ile kendilerini Başkanlığa hazır gördüm.

Diğer adaylar kimler bilmiyorum, elbette önce guruptan çıkışlar olacak. Ondan sonra adaylar olacak ve yarışın ikinci etabı başlayacak. Ancak ben her zaman şunu söyledim sivil toplum kuruluşlarına temsil kabiliyeti olanlar ve sosyal aktivitesi güçlü olanların seçilmesinden yanayım. Yoksa bu kurumlar yan gelip yatma yada vakit öldürme yeri değildir.