17 Aralık baskınlarını ve soruşturmalarını bir haftadır izliyor ve okuyorum. Rüşvete kimse arka çıkamaz, savunamaz da. Ama üç ayrı birbirinden farklı izleme ve takip, açıkçası suç nedense sanki aynıymış gibi birleştirilerek devlete karşı bir operasyon olarak karşımıza çıktı. Bağlantılarını herkes konuşuyor, kimlerin bu işe alet olduklarını bilmeyen yok. Bu konuda o kadar yazılacak, ya da söylenecek şeyler var ki, günlerce yazsam bitmez. Şimdilik yargı sonucunu beklemek durumundayız.
Ülkenin güzel giden istikrarını bozmak için yapılan bu mücadelenin kaçıncısına tanık olduk. Ülke ne zaman ekonomik olarak, gelişim olarak ve istikrarı yakalasa hemen birileri kaos çıkarma telaşında. Çok yazık gecesini gündüzüne ülkesi için veren belki de günde 4 saat uyumayan bir Başbakanı bu kadar hırpalamaya çalışmak çok insafsızlık. Geçen bir alıntı yaptığım yazıdan dolayı bir bardak suda fırtına koparanlar acaba şimdi ne diyorlar. Cemaatle Ak Partinin arasını bozmaya çalışıyorsun diyen iki yüzlü insanlar benim bozmadığımı son beddualara görmüşlerdir. Bugünde sizlere Akşam Gazetesinden dostum Turgay Gülerin 23 Aralık 2014 tarihli yazısını paylaşayım buna ne diyecekler.
BİR ŞEYİ BİLİYORUM
“Okuduğu şiir nedeniyle hapse atmışlardı.
Belediye başkanlığını elinden almışlardı.
Muhtar bile seçilemeyecek hale getirmişlerdi.
Sonra o başbakan oldu.
Ama durmadılar.
Günlerce “tehlikenin farkında mısınız?” diyerek gerdiler.
“Laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor, hepimizi kıtır kıtır kesecekler” diyerek korkuttular.
Gel gör ki bir arpa boyu yol alamadılar.
Sonra, “Ülke yabancılara satılıyor” diyerek ortalığı ayağa kaldırdılar.
Yırtındılar.
Bir arpa boyu yol alamadılar.
Hatırlayın bir ara da “din elden gidiyor!” diyerek yaygara koparmışlardı.
“Laikçi” medya elde kamera “bir tane de burada kilise ev var, aha bir tane de burada” diyerek halkı galeyana getirmeye çalışıyordu.
Rahipler öldürüldü, papazlar kaçırıldı. Hrant Dink, bu kirli tezgâhın bir başka kurbanı oldu.
Sonra terör belasını azdırdılar.
Seçim öncesi her ile bir şehit cenazesi göndermeyi başardılar.
Lakin kimseyi inandıramadılar.
Ardından Uludere’yi tertiplediler.
Başaramadılar.
Yerle gök arasında iktidarı devirmeye yarayacak ne kadar proje var uygulamaya kalktılar.
Yenisini bulunca eskisini unuttular. Erdoğan’ı devirmek için, cemaate vurdular.
Kemal Bey’in, Devlet Bey’in Fethullah Gülen hakkında söylediklerini bir hatırlayın.
Ne yaptılarsa başaramadılar.
Türkiye her tertipten güçlenerek çıktı.
Ve şimdi.
Erdoğan’ı devirmek için bu kez bir “örgütle” anlaşmaya vardılar.
Karşılığında kim kime ne verdi, önümüzdeki günlerde tek tek anlatırız?
Bu örgüt şimdi aldığı ihaleyi, şartnameye uygun olarak hayata geçiriyor.
Erdoğan’ı da Türkiye’yi de bitirmek için 7/24 mesai yapıyor.
Türkiye’nin dünyadaki itibarını, ekonomik ve siyasi gücünü ve dahi geleceğini yok etmeye çalışıyor. Peki başarabilecek mi?
Tabii ki hayır.
Zira örgütün bilmediği bir şeyi biliyorum.”
Yazı ile ilgili yorum sizlerin.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: