Başlığını attığım yazıyı çoktandır yazmak istiyordum, kısmet bugüne imiş. Nedenine gelince, kentsel dönüşümle ilgili yazdığım yazılar sonu bir basın açıklaması yapan bir siyasimiz, “ kentsel dönüşümü savunmak bir köşe yazarı ile çobana mı kaldı” demişti. Hadi ben ne ise yazar olarak aydın kimse görünüyoruz. Ama o çoban ise Damızlık Doyun Keçi Yetiştiriciler Birliği Başkanı Sayın Mahmut Aktürk ile ilgili söylenen sözdü.
      Ben her ne kadar Gazeteci-Yazar isem de bir köy çocuğuyum. Bende çocukluğumda köyde kuzular gütmüşümdür, koyun arkasında gidip kuzulayan koyunun kuzusunu getirdiğim evden bir tavuk yumurtası ödülü almışımdır. Şehirde elli yılın üstüne gittiğimizde şehirli insanlarında %50 koyun kuzu güderek çobanlık yaptığını unutmamak lazımdır.
      Çobanlığı küçümsemek ve cahillik olarak aşağılamak için söylenen bu söz aslında sahibini küçültmüştür. Çünkü HZ. Musa as. dan tutun Hz. Davut’a kadar birçok peygamber çobanlık yapmıştır. Çobanlık küçümsenecek bir meslek değildir, aslında bir peygamber mesleğidir. O bir sahabe ve büyük zatların mesleği olduğunu unutmamak lazım.
     Koyun keçi birliği Başkanı Mahmut Aktürk uzun süredir tanıdığım bir arkadaş. Ağzı laf yapan ve kendisini yetiştirmiş bir arkadaşımızdır. Aksaray ekonomisine ve hayvancılığına katkı sağlayan bir birlik başkanıdır. Aksaray da yapılan ekonomik kalkınmanın içinde bulunan ve Terim Platformu gibi bir birliğin mimarları içinde yer alan sivil toplum kuruluşunun öncülüğünü yapan arkadaşımızdır.
       Geçtiğimiz günlerde Tarım Müdürlüğümüz ile birlikte bir organizeye imza atmıştır. Türkiye’de bir ilki yaparak çobanlar yarışıyor yarışmasının organizesinde önemli görev alan bir arkadaşımız.
       Çoban dediğimiz arkadaşların yarışmasına katıldım. Hatta bayanlarda bu yarışmada yarışarak ikinci olmuştur. Yarışma soruları tamamen Yüksek okullarda okutulan bilgilerden alınarak hazırlanmış sorular çobanlara soruldu.
       Sorulan soruları salonda bulunan yüksek tahsil görmüş Veteriner Hekimler, Ziraat Mühendisleri ve Gıda Mühendisleri de dinliyordu. Sorulan soruları kendi aralarında cevaplamaya çalışan bu arkadaşlar sorular açıklandıkça yanlış cevapladıklarını söylediler.
       Birçok soruya meslekleri ile eğitim görmüş insanlar zaman zaman yanlış cevaplar verirken hiçbir eğitim almamış, sadece yaşayarak eğitim gören çobanlar nerede ise tüm sorulara %90 cevap vererek büyük takdir toplamışlardır.
      Cahil diye gördüğümüz insanlar mesleklerinde hiçte cahil değillerdi. Küçük gördüğümüz çobanında bir oyu var, büyük gördüğümüz insanında bir oyu var. Nihayetinde herkesi cenab-ı hak yaratmış ve yaratılışlarında bir fark ve özellik yok. Hesap verirken kimsede bulunduğu durumdan hesap görmeyecek.
       Musalla taşına yatınca hoca, “ ey cemaat siz bu yüksek rütbeli kişiyi nasıl bilirsiniz” yâda cenazesine niyet ederken, “şu rütbeli ve makam sahibi kişinin cenazesine niyet edin” demeyecek. “ Niyet edin er kişinin cenaze namazına” diyecektir.
       Onun için insanları bulundukları duruma göre değil insan olarak değerlendirmek lazım. Onlar bizim ekonomimize ve hayvancılığımıza birçok şeyler katarken. Bizle sadece cebimize bir şeyler katıyoruz. Mahmut Aktürk dostum da bunların öncülüğünü yapan kendisini yetiştiren bir kardeşimiz. Sivil toplum kuruluşu olarak elbette onunda bazı konularda açıklama hakkı vardır. Çoban dağda otlatıyor diye dağda yaşamıyor içimizde yaşayıp oda bu toplumun içinde bulunuyor.
     Yaptığı çalışma ve başarıları takdir ediyorum. Daha dün ilimizde küçükbaş hayvan sayısı dibe vururken çok kısa zamanda küçükbaş hayvanın ilimizde yükselterek sayılı iller arasına sokması çok büyük başarır, kendisi tebrik etmeye layıktır.