6 gündür askerimiz Suriye'de PKK ve PYD terör örgütleri ile mücadele ediyor. Ham-dolsun hemen hemen büyük başarı elde edildi. Umarım merkezde temizlik yapılırken kayıp vermeyiz. Ne kadar düşmanımız varmış, düşmanların içinde en çok bizim canımızı acıtan Filistin devlet başkanın harekatın durdurulması için Arap birliği ile birlikte imza atması. Bir diğer ahlaksız ve hadsiz Türk askeri ve şehitlerinin kanın üzerinde oturan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın terörle mücadeleyi savaş olarak Kıbrıs barış harekatı ile eş değerlendirmesi.



Bu adam askerin kimle mücadele ettiğini bile bilmemek istemesi. Bu ülkenin parası ve desteği ile oturduğu koltuktan Türkiye aleyhinde konuşması elbette canımız acıtmıştır. Derhal o koltuktan kalkıp gitmelidir.

Pazar günü Sayın Cumhurbaşkanımız kararlı açıklamaları karşısında geri adım atan ABD savunma Bakanı anında açıklama yaparak Türkiye’nin karlılığı karşısında 15 bin askerimizi geri çekiyoruz demesi, Cumhurbaşkanımızın dirayetin dendir.



Birde ülke geleceği için terörle mücadele ederken bunun üzerinden siyasi hesap yapanları da unutmamak lazım. Hem ülkemizde hemde dışarıdaki düşman liderler ülkemiz üzerinden seçim hesapları yapmaktadırlar. Onlar yapsın ama biz ülke olarak her şeyi bir tarafa bırakmamız lazım. Siyaset artık bir kenarda durmalı ve kenetlenmeliyiz.



Kızmayın bana, kimse için değil, kendim için, ülkem için, çocuklarımız için, bayrağımız, dinimiz için uyarıyorum.



Türkiye'nin durumu bu güne kadar hiç iyi gitmedi. Gün siyasi hesaplar, iktidarda kalma, iktidar olma, ana muhalefet, başkanlık anayasa değiştirme kavgaları yapma günü değildir.



Yetkili, yetkisiz, iktidar, muhalefete, sivil toplum kuruluşları, meclis içi, meclis dışı kalmış siyasi kadrolar herkes şunu görsün artık... Büyük Türkiye çatısı çatırdamadan el birliği ile artı aya kalkmalıyız, bindiğimiz gemi su almaya başlamıştı. Demirel’in dediği gibi bu gemi batarsa , bu çatı çökerse hepimiz batacağız, hepimiz öleceğiz !..



Terörle mücadeleyi sadece hükumet değil, muhalefet değil, top yekün sağcısı, solcusu, Türk’ü, Kürdü, Alevisi, sünnisi, çerkezi, lazı, romanı, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi ile birlikte halletmeliyiz. Sakarya’da olduğu gibi, Çanakkale’de olduğu gibi…



Gün, derlenip toparlanıp, kafa kafaya verip birlik olma günüdür...

Bakın PKK’nın elebaşlarından, katil... Sırrı Sakık denen adam müsvettesi ne söylüyordu...

"Bizim bu sokaklarda oluşumuzun nedeni, sizin bu yaptığınız ölümlere karşı barikat oluşturmaktır..."

Kimse ülkeyi bölmeyiz, böldürmeyiz demesin. Söz değil, icraat lazım. Türkiye Cumhuriyetine, hükumete destek gerekir.



Biz, siz, onlar ayrımı yapılmıyor mu?Bütün Türkiye'yi ayırıp bölüyorlar.. Güya "ayrılmayacağız" dediği devleti ve onun varlığını "siz" olarak tanımlıyor. Bölücü teröristleri ve kendisini de "biz" diye adlandırıyor.



İç tehdit, kendini saklamadan, devletin makamını, parasını, dozerini ve kepçesini kullanarak yine devleti, toplumu ve kamu düzenini açıktan baş eğip, taviz vermeye çağırıyor... Tehditler çoğaldı. Siyasi tükenmişlik bir girdap gibi bizi içine çekmeye devam ediyor. Fark etmiyor musunuz? Nihayet şu son Suriye konusunda HDP dışında parlamento, sivil toplum kuruluşları ve ülkemizin yediden yetmişi kenetlendi.



Türkiye'nin bizden başka dostu yok. Kimse dışarıya güvenmesin. İşte İran, İşte Suudiler, işte ABD ve işte ötekiler. Bu durumda biz bize kalıyoruz.



Herkes nemelazımcılığı, iç siyaset hesaplarını bırakmalıdır. Uyanmamız gerekir. Bakın Suriye'de PYD-PKK ikilisinin ve içeride de Siyasi uzantılarının Türkiye ile kanlı bir savaşı var. Eğer bu savaşı kendi topraklarımızda ve Suriye'de kazanamazsan, Anadolu'nun bir kısmını unut. Kazanır da, halen daha PKK'nın uzantılarına gidip, "barış sözcüğü" kullananlar olursa yazıklar olsun. onun için zaman kişisel hesap yapma zamanı değil. birlik ve beraber olma zamanıdır. askerimize dualarımızı esirgemeyelim.