Dün referandum ile ilgili değerlendirme yapmıştım. Bugün referandum sonucu ile ilgili değil 7 Haziran daki gibi verilen uyarı üzerinde durmak istiyorum. Aslında bu seçim ne parti ne de Tayyip Erdoğanın şahsının oylanması idi. Ama bunu bazı kesim bu şekilde algılayarak Hayır verme gereği duydular. Hatta öyle bir algıya kapıldılar ki, fetönün ağına düştüler. Umarım bu yanlış başka zamanlarda yapılmaz. 16 Temmuzu çok çabuk unutmuşa benziyoruz.

       Siyasi tarafgirler bunu siyasi bir hesaplaşmaya dönüştürdüler. Halbu ki, bu bir ülke düşmanları ve terörle mücadele idi. Şahsi hesap uğruna PKK ile yan yana durmak durumunda kalarak onların ekmeğine yağ sürdüler.

      Geçen hafta Urfa’ya gittiğimde Molla Muhammed seçimin sonucunu sanki biliyor gibi az bir farkla galip gelinecek. Bundan sonraki seçimde benzer şekilde olacak diye Başkanlık seçimini işaret etmiştir. Ama burada bunu 7 Haziran gibi bir uyarı olarak almak lazım.

      Müslüman bir ülkeyiz ama nedense benim müslümanım Avrupanın kuyruğuna takılmaya devam ediyor. Molla Fecr süresi’nin tefsirini hazırlıyor. Orada diyor ki, “ müslüman ülkelerin yeraltı zenginliklerini Avrupa ecnebileri sömürmese her fert için ayda 10 bin dolar gelir elde edecek durumdadır. Ama bunu Avrupa ülkeri yani ecnebiler bir bahane ile müslüman ülkelerde çıkardıkları sorun sonucu bu zenginlikleri sömürüyor.

      Hatta Türkiye kendi zenginliklerini çıkarma yetkisine sahip değiller. Çıkardığın anda yine ecnebiler ensende olacak. Allah yeraltı zenginliklerini Ortadoğu ve Afrika ülkelerine vermiş. Ama burada yaşayan insanlar açlıktan ölürken bunları ecnebiler sömürüyor” diyor. Yani yıllardır ecnebiler ülkemizde yeraltı kaynaklarını onlar araştııyor. Sonrada bişey çıkmadı diye ağzını betonlıyorlar. Aklıma gelen acaba 2023 kadar Avrupa ile yapılan yeraltı zenginliklerini çıkarma yasağımız mı var diye düşünüyorum. Avrupa neden başkanlık meselesinde kendi ülkelerinde seçim var giibi ülkemizdeki seçimle ilgilendiler? Artık biz Müslümanlar ne zaman uyanıp avrupanın oyunundan kurtulacağız?

      Bir başka konu ise islam adına hareket eden idarecilerimiz iş başına geldiğinde neden hanımlarını ve çocuklarını ön tarafa çıkarıyorlar? Dev miting ve toplantılara getirerek onları halkın önüne çıkarıyorlar? Hanımlar evlerinde otursalar olmaz mı? Hatta hanımlarına özel araçlar, çocuklarına devletin parası ile koruma ve hizmetçiler tahsis ederler? Geldikleri yerleri saltanat makamı gibi kullanmalarına şiddetle kerşıyım. Dün bir arkadaşımızda bu konuda rahatsız olduğunu söyledi. Bizim diğerlerimizden bir farkımız olacaksa hanımlar geri planda durmalıdır. Hz. Ömer’in adaletinin ufakta olsa sizlerde olması gerekmez mi?

     Referandumda gerçekten çok farklı çalışmalar yapıldı yapılmasınada. Dün gece Prof. Dr. Mehmet Çelik hocamı dinledim. Referandum boyunca birçok ile konferansa gittiğini buralarda Çok il teşkilatının seçim olmuş olmamış düşüncesinde, çok yerlerin aleminde bile yoktu. Bu seçimi Tayyip Erdoğan tek başına kazandı dedi. Buna katılmamak mümkün değil.

     Bundan sonra Fetö mücadelesinde tavandan başlanarak tabana inilmeli. Bu yapılmazsa ben şahsen bundan sonra Ak Partiye oy vermem. Artık Ak Parti içindeki AKP’lilere dokunulmalı. Bu temizlik direk mi olur endirek mi olur hemen başlatılmalı.

      Tabanda dört memurla bu iş olmaz. Sadece Ordu, Emniyet ve birde vasıfsız memurlarla iş kapanmamalı. Reis oturup bir an önce kongreleri başlatarak tabandan tavana doğru partide ne kadar örgüt elemanı varsa temizlemeli. Oy vermeyen Ak Partili bazı seçmenler buna kızdığı için oy vermedi. Güçleri dört zavallı memuramı yetti diyenleri biliyorum.

      Kıl payı elde edilen başarının kulak çekmesini oturup tahlil etmeliler. Eğer reis yalnızım diyorsa, kimler onu yalnız bıraktı ise artık gereğini yapmasını bekliyoruz.