Necip Fazıl’ın saklamak istediği karpuz
Yayınlanma :
24.04.2015 09:54
“Karpuz... Hayatımın en büyük hediyesi... Ramazandı. Oruçluydum. Tanıdığım bir tüccar iftar yemeğimi her gün evinden, hususî otomobiliyle gönderirdi. Ben de hapishane kapısının yanındaki ilk tel örgüde yemeğimi beklerdim.
Herkesin deliğine çekildiği o saatlerde bana izin verirlerdi. Yine böyle beklerken, bir gün ihtiyar bir adam tel örgüye sokuldu. Üstü başı dökülen, amele kılıklı bir İhtiyar... Beni asla tanımadan:
"oğlum, içeride bir Necip Fazıl varmış…! Şu karpuzu ona hediye getirdim; Allah rızası için götürüp verir misin?" dedi. Gözlerim, hücum eden yaşlardan yangın içinde "ver, baba, hemen götüreyim!" dedim ve aldım.
İşte hasbî, her türlü nefs oyunundan uzak, Allah için verilen hediye... Bu meçhul Müslümandan tüten edayı ömrümce unutamam…! Keşke o karpuzu kesmeseydim; hep ona bakıp düşünseydim, İslâm ahlâkını fikretseydim, ağlasaydım, ağlasaydım...” diyor.
Üstattan bazı nükte ve güzel sözleri sizlerle paylaşmak istiyorum:
“ Necip fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken, yanına biri yaklaşır:
"üstat, peygamberlere ne gerek var, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik." diye sorar.
Necip fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"ne diye vapura bindin, yüzerek geçsene karşıya" cevabını verir.
“bir gazetede köşe yazıları yazan bir kadın gazeteci islamla alay eder bunun üzerine üstatta bir yazısında kadını ağır bir dille eleştirir hatta yazısının bir yerinde eşşek der bunun üzerine kadın kendisinden şikayetçi olur mahkemede hakim sorar "bu hanımefendiye eşşek demişsiniz hiç inkar etmeyin elimde yazınız var" üstat "peki bu suç mu" hakim “bak necip işi zora sokma elbette suç hem hanımefendi kendisinden özür dilerseniz şikayetçi olmayacakmış" der. Bunun üzerine üstat "sayın hakim peki eşeğe hanımefendi demek suç mu?" hakim soruya şaşırır "suç değil" der. Üstat "o zaman bu hanımefendiden özür diliyorum" der.
“Üstat Necip Fazıl çok fazla sigara içermiş. Bir gün bir öğrencisi ona gelir ve der ki;
Hocam bugün bir rüya gördüm bütün bitkiler Allah’a secde ediyordu, bir tek tütün etmiyordu… Üstat cevabı yapıştırır:
Getirin o kâfiri yakalım…” der.
“Hep nefis çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem: İnsandan kaçmak kolay; kendimden kaçabilsem…”
“Tohum ek, vermezse toprak utansın.”
“Ne varsa çöplüğe at, belli başlı zamanlık,”
“Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek.”
“Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?…”
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez. Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez…”
“Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış. Marife bu geri yalnız çelik-çomakmış.”
“Öyle bir devim ki ben hakikatte pireyim. Bir delik gösterinde utancımdan gireyim.”
“Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın.”
“ Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.”
“Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı; Tek ses duysalar; Allah… Yoklayanlar nabzımı.”
“ Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allah’tan nasıl korkmaz, insan Onu sever de…”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: