Bende gençlik yıllarımda fötr şapka sallayan, Müslümanları ezan susmayacak, bayrak inmeyecek gibi sahte laflarla kandıran Demirel’in peşinden gittik. Taki başörtüsü takanlar İran’a gitsin nanesi yiyene kadar uykudan uyanamadık.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ben İstanbul’da gazetecilik yaptığım dönemde il Başkanı iken yakinen tanıyan birisiyim. Kendileri ile o dönem üçer beşer kişilik guruplar halinde sohbetler edip kendisini dinleyerek yakinen tanıdığım bir liderdir. O dönemden bugüne kendisine kişisel bir sevgim ve inancım vardır.
Hatta ilk Başbakanlığı döneminde başörtüsü meselesinde geri adım atıldığında o dönemin Milletvekili Sayın Ali Rıza Alaboyun’a sormuştum, “ ağabey Sayın Erdoğan tanıdığım Erdoğan değil oda mı sistemin adamı oldu” demiştim. Oda bana, “ hiçte olay dışarıdan gördüğün gibi değil. Meclisteyiz ama devletin %15’ne hakim değiliz” demişti.
Daha sonra gerçektende demokrasi ile kendi kendimizi idare ettiğimizi zannediyorduk. Meğerse demokrasi belli mutlu azınlıklara imiş. Seçilmemiş belli güçler ülkeyi idare ediyor mecliste tiyatro oyunu gibi sadece parmak kaldırıyormuş. Bizde meclisi bizim seçtiklerimiz idare ediyor zannediyormuşuz. Bunu geçen zaman içinde daha iyi anlayıp gördük.
Seçtiğimiz parlamenterler ordunun, yargının, YÖK’ün, sendikaların, derneklerin, Baroların ve birçok kesimin rızası olmadan iş yapamıyorlarmış. Bunların dışında bir karar almaya kalktığınızda silah dipçikleri ve yargıçlar resmen meclisi tehdit edip darbe çığırtkanlığı yapıyorlardı. O dönemler televizyon ekranlarından hiç düşmeyen Genelkurmay Başkanı, Anayasa başkanı, Yargıtay Başsavcısı, YÖK Başkanı, Sendika Başkanları gibi birçok kişiler adeta hafızalarımıza kazınmıştı.
Şimdi bu saydığımız kurumların başlarının adlarını çoğu insan bilmezler. Ama eskiden Başbakandan çok bu idarecilerimizin adını tanıyorduk. İşte bunları hizaya getirip herkes işine baksın diye kendi görevlerini yaptıran ben değilim Sayın Erdoğan’dır. Siz işinizi biz işimizi yapacağız diye herkesi kendi işiyle meşgul olmalarını bu büyük reis sağladı.
Elbette o günün devletin tüm imkânını kullanan bazı guruplar Tayyip Erdoğan düşmanı olacaklar. Neden 2023 diyor bu büyük adam biliyormusunuz? Lozan anlaşmalarında ülkenin en ekonomik kaynakları batının bazı sömürü ülkelerine peşkeş çekilmişti. O tarihten sonra peşkeş çekilen kaynaklar tekrar bize geçecek. Bakın bakalım Bor madenini biz mi işliyoruz yoksa başka ülke işleyip benim madenimi geri bana mı satıyor?
Evet, Tayyip gitmeli gitsin ki ülke Suriye’ye dönsün ve ülkemiz düşmanları başımıza çullansın. Emin olun bu uzun adama Allah sağlık sıhhat ve uzun ömürler versin. Bu adam olmasa idi çoktan Suriye’ye dönmüştük. Ne zaman unuttuk bir milyar dolar için batının liderleri önünde tembel öğrencini hocasının karşısında mahcup olup eğildiği gibi eğildiğimizi.
Erkek mi idi bir Türkiye Başbakanı bir batılı ülkeye kafa tutsun. Gerektiğinde onlara rest çekip kendi göbeğimizi kendimiz keseriz desin. Ülkenin ekonomisini ayakta tutacaksın, milyonlarca sığınmacı komşu ülkenin insanına da bakacaksın. Hem de bu kadar karmaşa içindeki terörle mücadele edeceksin. Ayrıca bunca yatırım ve ülkeyi kalkındıracaksın.
Evet, Tayyip gitmeli ki dış güçler çabuk bu adamdan kurtulsun, zayıf Türkiye’yi bir an evvel parçalayıp bölsünler. Ülkesini aslanlar gibi savunup itibarlaştıran bir lideri neden dış güçler istesin ki, istemiyorlar ve iç düşmanlarla el ele veriyorlar ki ülkeyi çabuk karıştırsınlar.
İşte dünün Türkiye sinide, bugünün Türkiye sinide gören ülkemin insanı bu uzun adamın arkasında duruyor ve her namazında dua ediyor ve ona manen destek oluyorlar. Bundan dolayı onu kimse indiremiyor. Uzun adam bu ülke insanın inancına da, rahatına da tam uygun bir lider. Bundan dolayı bu millet onu destekliyor ve başında kalmasını sağlıyor. Ülke düşmanları yanında birde siyasi düşüncesinden dolayı saldıranların dışında her geçen gün ülke insanı uzun adamın arkasında duruyor. Onun ülkenin başından gitmesine ve düşmesine de razı olmuyor. O giderse Allah korusun ülkemin başına gelmedik kalmaz diye sahipleniyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: