Şunu diyenlerde olabilir, annesi annelik yapmamış, babası babalık yapmamış. Baba sadece biyolojik baba, annede kuluçka makinalığı yaptı ben onlara ne evlatlık yapacağım diyenler elbette olabilir. Onlar size atalık yapmadı evlat dememiş olabilir. Hürmet göstermeseniz de siz onlara kötülük yapmayın.
Ama hayatını emeğini evladı için çalışıp harcayan atalarınıza öf bile demeyin. İmkanı olmasa da sıkıntısını ve üzüntüsünü sizinle paylaşması bile sizlere yeter. Sizin için yeterli imkan sunamazsa da bir gayret içinde ise onun ayaklarını öpün, onun size verdiği sevgi ve şefkat yeter.
Bakın gençler kendi hayatımdan bir örnek vereyim; bunu kendime bir pay çıkarmak ve övünmek için yazmıyorum. Belki yeni nesil'e örnek olur diye yazıyorum.
Rahmetli babamla en küçük olmam nedeni ile örf ve adet gereği kolay kolay bir araya gelip konuşamaz, sofrasına bile oturamazdık. Böyle bir çocuklukluk sonucu 11 yaşında anne ve babadan ayrılmak durumunda kaldım. Ta ne zamana kadar hayata atılana kadar.
Bunu samimi söylüyorum her hafta sonu olağan üstü bir durum olmazsa her hafta ziyaretine gider bir günümü onlarla geçirirdim. Mutlaka tıraşını yapar, tırnaklarını keserek onu mutlu etmeye çalışırdım.
Has bel kader bakıma muhtaç olup ele ayağa düşünce vefatına kadar bizzat ellerimle baktım. Rahatsızlığı nedeni ile 24 saat hiç uyumadan beraber olduk. Bir gün rahatsızlığı nedeni ile WC ye yetişemeden büyük abdestini kaçırdı ve ben bunu avucumun içine yaptırdım. Buna bütün ailem şahittir.
Babaya, anneye sosyal medyadan mesaj atarak kutlanmaz. Onları sürekli ziyaret ederek, gönlünü almakla bakılır. Onların bedduasını almadan, hayır duasını alın işlerinizde sürekli rast gelecektir. Dinimizde bunu emretmektedir. Size Bediüzzaman Hz. Sözlerden bir baba ile ilgili kısa bölümünü naklederek konuyu bitirmek istiyorum.
“Hem, peder ve vâlideyi şefkat ile teçhiz eden ve seni onların merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesâbına onlara hürmet ve muhabbet, Cenâb-ı Hakkın muhabbetine âittir. O muhabbet ve hürmet, şefkat, lillâh için olduğuna alâmeti şudur ki: Onlar ihtiyar oldukları ve sana hiçbir faydaları kalmadığı ve seni zahmet ve meşakkate attıkları zaman daha ziyâde muhabbet ve merhamet ve şefkat etmektir. “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın ‘Öf’ bile deme” (İsrâ Sûresi: 23.) âyeti, beş mertebe hürmet ve şefkate, evlâdı dâvet etmesi, Kur’ân’ın nazarında vâlideynin hukukları ne kadar ehemmiyetli ve ukùkları ne derece çirkin olduğunu gösterir.
Mâdem peder kimseyi değil, yalnız veledinin kendinden daha ziyâde iyi olmasını ister; ona mukabil, veled dahi pedere karşı hak dâvâ edemez. Demek vâlideyn ve veled ortasında fıtraten sebeb-i münâkaşa yok. Zîrâ münâkaşa, ya gıpta ve hasedden gelir. Pederde oğluna karşı o yok. Veya münâkaşa, haksızlıktan gelir. Veledin hakkı yoktur ki, pederine karşı hak dâvâ etsin. Pederini haksız görse de, ona isyan edemez. Demek, pederine isyan eden ve onu rencide eden, insan bozması bir canavardır.” Sözler, s. 1041
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: