Onları küçümsemeyin
Yayınlanma :
06.12.2014 07:24
Eskiden bedene özürlülere, topalsa topal, Yürüyemiyorsa sakat, duymuyorsa, sağır, gözü görmüyorsa kör, hafıza kaybı varsa deli gibi ifadeler kullanılırdı. Bunlar daha sonra aksak, ardından özürlü ve en sonunda engelli cümlesine gelindi. Bu ifade gerçekten çok yerinde bir ifade olsa gerek. Onları aşağılamak ve küçümsemek toplum olarak kabul edilemez bir yara idi.
Her doğacak ve her doğup yaşayan insanın bir engelli adayı olduğunu unutmamak gerek. Kimsenin yarınının ne olacağı belli değildir, buna dikkat etmek lazım. Hafızası yerinde olan engellilerimiz az çok bir iş ve güce sahipler. En azından ne isteyip ne istemeyeceğini biliyorlar. Ama hafıza olarak engelli olanlar ise gerçekten çok önemli. Onların çoğunluğu sonradan engelli olmuş kişilerdir.
Onların özürlü olması bize başka bir bakış açısı getirmemeli. Her sağlıklıyım diyende bir özürlü adayı olduğunu unutmamalı. Onların yerinde bizde olabilirdik, bizde orada onlara arkadaş olabilirdik. Kimse onları toplumdan dışlamamalı aksine onlara sevgi vermeli ve hatta mümkünü varsa hayattan ders almamız için zaman zaman ziyaretlere gitmeliyiz.
Bu hastalar aslında çok sadakatli ve sevecenlerdir. Bunlar aslında toplumda farklı bir dünyanın insanı değiller. Bizler onları dışlar ve toplumdan koparırız, topluma kazandırılsa daha iyi bir yaklaşımla topluma kazandırabiliriz.
Çocukluktan özürlü kalanları bir tarafta tutarsak, birde sonradan hafızasını kaybeden kişiler vardır. Bazen ben bunlarla konuşuyorum konuştukça kesinlikle hasta diyemezsiniz. Mutlaka yaşadıkları bir acı hatıraları vardır.
Geçtiğimiz günlerde de yazmıştım, yazın Ilısu Bakım merkezinde bir bayan hasta ile sohbet etme imkânı buldum. Kendisine neden burada olduğunu sorduğumda ardında acı bir hikâyesi olduğunu anlatınca anladım. İnanın çok üzülüp onun hayat hikâyesini dinleyince kim kafayı yemez ki demeden edemedim.
Babası annesinden ayrılmış, babası annesi ikinci evliliğini yapmış. İster istemez küçük yaşta evlendirilmiş, çocukları dünyaya gelmiş. Ama evlendiği aile anlayışsız olunca kadıncağızın aile yaşantısı sürekli onun başına vurulmuş.
Neticede evliliklerinde bir geçimsizlik meydana gelerek ayrılmak durumunda kalmış. Baba yanına dönmüş, analık kabul etmemiş, anne yanına dönmüş babalık kabul etmemiş. Birde buna çocuklarının acısı eklenince kadıncağız kafayı yemiş.
Neticede kimse onu yanına almamış, çocuklarının acısıyla kafadan olmuş. Sonuçta Trakya’da bir bakım merkezine göndermişler. Ancak kadıncağız buradan sık sık kaçarak çocuklarını görmek istemiş. Bu sefer uzaklara gitsin diye buralara kadar gönderilmiş ve Aksaray’a gelmiş.
Hafızası yerinde mi derseniz nasıl olsun kadıncağızın çocukları ciğerlerini yakıyor. Kim olsa bu acıya dayanabilir ki, bunun gibi belli yaşlarda hastalanan birçok insan var. Biraz hafızaları düzeldiğinde konuşsanız hepsinin hayatında yaşadığı bir dram ve acı var.
Devletimiz gerçekten bu Rehabilitasyon Merkezlerini açarak yüzlerce aileyi sıkıntıdan kurtarmıştır. İnsan kendi evladından usanıp bıkar mı evet bıkıp usanabiliyorlar, çünkü bu tür hastalara bakmak ve onları yaşatmak çok zor. Engelli insanların elbette bir insana ihtiyaç duyduğunu unutmamak lazım.
Ama bugün devletimizin hem kendisi hem de şahıslar vasıtasıyla açtığı bakım merkezleri ile özürlü kişileri koruma altına almıştır.
Sadece bunlarla sınırlı değil, aynı zamanda bakıma muhtaç yaşlılara huzur evi dışında evde bakacaklara da bakım parası yardımı yaparak kanatlarının altına almıştır. Orada evinden daha güzel ve şefkatle bakılmaktadır.
Hiçbirimiz özürlülerimize ve bakıma muhtaçlara farklı gözle bakmasın. Yarın bizimde bir gün bakıma muhtaç olabileceğimizi unutmamalı. Devletimize ve buralarda bu insanlara bakan herkese teşekkür ediyorum. Allah devletimize zeval vermesin. Engellilerinde gününü kutluyorum, umarım yılda bir günlüğüne hatırlanmazlar.

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: