Ramazan-ı Şerif nasıl diğer aylar içinde müstesna bir konuma sahipse, Ramazan ve iftar fıkralarının da kültürümüz içinde özel bir yeri vardır. Ramazan, orucuyla, iftarıyla, sahuruyla, teravihiyle, mukabelesi, fitresi, zekâtı, davulcusu, manileri ve daha birçok güzelliğiyle muhteşem bir dinî ve kültürel ziyafet mevsimi. İftar, bu muhteşem mâna mevsiminin odak noktasında duruyor. Sadece fertlerin değil, toplumun da günlük hayatı iftara göre şekilleniyor. İftar ve Ramazan fıkraları, bizim Ramazan kültürümüzün vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. Bu fıkraların en 'popüler' kahramanları Bektaşiler. Tabiri, ilmin asaletini rencide etmeksizin kullanırsak, kültürümüzün bir başka sevimli unsuru olan mahalle hocaları da bu fıkralarımızı konu olabiliyor. Kültürümüzdeki Ramazan ve iftar fıkraları bitmek bilmez. Söz açıldı mı, herkes anlatacak bir şeyler bulur, anlatır. Hepsini bir araya getirip gazete sayfasına sığdırmak da mümkün değildir. En iyisi uygun bir yerde sözü bağlamaktır.
İFTAR BEKLEYEN MELEK
Miraç esnasında omuzunda kocaman bir davul asılı bir melek görülmüş. Melek, tokmağı havada tutuyormuş. Meleğe sormuşlar: "Sizin vazifeniz nedir?" Melek cevap vermiş: "Ben, yeryüzünde bir hoca iftar verdiğinde, bu tokmakla davuluma bir defa vururum." "Peki" demişler, "Şimdiye kadar bu davula kaç defa vurdunuz?"Melek: "Dünya kuruldu kurulalı bekliyorum. Hiç siftah etmedim." Böyle bir fıkradan hocalarımız alınabilir. Ama şunu tekrar edelim: Bu fıkraları zaten daha çok hocalar anlatıyor. Üstelik bu fıkralar, hocaların ev sahipliği yaptığı iftar sofralarında da anlatılıyor.
KAÇ GÜN ORUÇ TUTTUNUZ?
Ramazan bayramı arifesinde, biri Bektaşi olmak üzere üç kafadar sohbet ediyorlarmış. Söz, bu ramazanda kaç gün oruç tuttuklarına gelmiş. Birincisi, "Hamdolsun" demiş, "Ben otuz Ramazan'ın otuzunu da tuttum.
İkincisi biraz üzgün: "Efendim, ben üzerinize afiyet, bu Ramazan'da biraz rahatsızlandım. Ancak bir gün kendime gelebildim. Sadece bir gün oruç tutabildim. Oruçlarım kazaya kaldı."
Bektaşi hemen söze girmiş:
"Beyefendi" demiş,
"Siz benden bir gün fazla tutmuşsunuz."
TEMEL'İN DUASI
Ramazan'ın yaz mevsimine rastladığı yıllarda, Temel, sırtında koca bir kütük, yayladan köye gidiyormuş. Uzun ve zahmetli bir yürüyüşten sonra, bir yokuşun başında, suyu gürül gürül akan bir çeşmenin yanına çökmüş. Sırtındaki kütüğü yere atmış. Biraz nefeslenmiş. Ardından buz gibi suyu birkaç defa yüzüne çarpmış. Suyu içmek için içi gidiyormuş ama oruçlu olduğu için sabrediyormuş. Avuçlarını suyla doldurmuş, sonra da duaya başlamış:
"Ey Allahım. Şimdi habu suyu içsem içerim. Fakat senin güzel hatırın için sabredip içmiyorum. Yarın ahirette mükâfatımı isterim!"
OĞLUM İŞ İDDİAYA BİNDİ
Bektaşi, bir akşam eve dönerken aklına eser, camiye girer. Yanında oğlu da vardır. Niyeti, o gece yatsı namazını kılmaktır. Cemaatle birlikte yatsı namazını eda eder. Fakat aylardan Ramazan olduğu için, cami cemaati, yatsı namazı bittikten sonra da saf tutup namaza durur. Bektaşi bu duruma bir anlam veremez ama diğerleri gibi imama uyar. Biraz sonra tekrar selam verilir. Bektaşi namazın bittiğini düşünür. Ama bitmemiştir. Cemaat tekrar tekbir getirir ve namaza başlar. Bektaşi’nin canı sıkılır. "Herhalde" der, "Bana nispet olsun diye namazı uzatıyorlar." Bir la havle çeker, tekrar imama uyar. Dört rekât sonra selam verilir. Bektaşi yine namazın bittiğini düşünür. Hayır, namaz bitmemiştir. Bektaşi, cemaatin tekrar namaza durduğunu görünce, ceketini çıkarır, oğluna verir. "Oğlum, iş galiba iddiaya bindi. Bu ceketi eve götür. Annene de söyle, eve geç geleceğim."
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: