Çoktandır yazmayı düşünüp de önemli konulardan dolayı bir türlü yazamadığım bu konuyu yazmak istiyorum. Oğlum yaşındaki birçok genç zaman zaman bana mail yolu ile veya yorum ile sataşırlar. Çoğuna cevap vermez gülüp geçerim, kimine de fırsat bulursam üslubu ile izah ederim. Gençlerin çoğu bana milliyetçilik dersi vermek için bana vatan millet Sakarya edebiyatı yapıyorlar. Ülkenin bekçisinin kendileri olduğunu benim kendileri gibi düşünmediğimi yazıyorlar.
Milliyetçilik nedir, Vatanını, Milletini, bayrağını, toprağını sevmek ve sahip çıkmak bir milliyetçiliktir. Bu bir Milliyetçilik olduğuna göre bu duygulara çok bağlı bir insanım. Eğer milliyetçilik sokaklara çıkıp yakıp yıkarak ülkede kargaşa çıkarmaksa ben orada yokum.
45 yaş üstündekilere sorarsanız 1980 öncesini çok iyi bilirler. O dönem sağcılara Milliyetçi, sosyal demokratlara da solcu denirdi. 1980 öncesi 20 binden fazla gencimiz ve ülke insanları bu iki düşünce içinde birbirlerini öldürdüler.
Bu iki uç içinde Milliyetçi dediğimiz kesime daha çok MHP sahiplenirdi. Sol kesime CHP sahip çıkardı. Bu iki partimizin çevresinde odaklanan çeşitli dernek ve örgütler vardı. O dönemin Genel Başkanları bu örgütlere sahip çıkmışlardır.
Ülkenin ne elden gittiği vardı, nede bir ideolojiye esir olması mümkündü. Sadece partiler kendilerini ve çevrelerini ayakta tutmak için insanları bu sahada kutuplaştırırlardı. İnsanlar kutuplaşmazsa partilerin ayakta durması mümkün değildi.
Demokratlara Demirel, İslamcı kesime Rahmetli Erbakan sahiplenirdi. 12 Eylül 1980 yılında demokrasiye vurulan ihtilal darbesi sonucu ortalıkta ne sağcı kaldı, nede solcu kaldı. Hazırlanan anayasaya ben hayır dedim, ama o dönemin herkesi %90 üzerinde evet dediler.
1980 öncesi neler oluyordu anlatayım, mahalleler ayrılmış, bir gurup başka mahalleye giremez. Girdiğinde ya ölürsün ya da komaya sokulursun. Gençler gruplaşmış, guruplar halinde gezersin. Okullarda hocalar gruplaşmış, kendi düşüncesinin dışındaki öğrencilere hak ettiği notu vermez. Kendi düşüncesinde olan öğrenci başarısız olsa bile başarılıdır.
Her gece ülkenin bir tarafında olay olur, mutlaka bir cenaze çıkar. Aynı evde bile kardeşler arasında sol sağ olaylarından düşmanlık olurdu. Ülkenin birçok yerinde Lenin, Mao, Marks, Stalin gibi komünist liderlerin resimleri duvarlara asılırdı. Hatta bu kesimlerin bakmayın siz şimdi Kemalist olduklarına Atatürk düşmanlığı hat safhada idi.
Sokak duvarları milliyetçi ve komünist lider ve derneklerin yazıları ile dolu idi. Bir tarafta orak çekiş, bir tarafta ezan bayrak yarışı ful giderdi. Kardeş kardeşe düşman olduğu bir dönemde 20 bin gencimiz fuzuli yere hayatlarını kaybettiler. Üniversitelerde öğrenciler okuma yerine sürekli kavga ederdi. 20 günde ülkeye öğretmenler hazırlayıp çocukların başına verildi.
Sizler bunu gördünüz, yaşadınız mı, ne gördünüz koçumda baba parası ile hava atıyorsunuz? Ne sıkıntı yaşadınız, akşamları sokağa çıktığınıza ne bakıyorsunuz? Akşam namazından sonra sokağa çıkamaz, balkonda oturamazdınız.
Siz şimdi hangi milliyetçilikten bahsediyorsunuz? Dün bunca olay ve cenazeler yaşanırken, ne oldu da şimdi iki parti bacı kardeş olmuşlar? Aynı aday üzerinde ittifak edip sokakta beraber çalışma yapıyorlar? Kim kime tabi oldu, kim kime uydu anlamış değilim. Bu kadar birbirinizi seviyordunuz da neden bunca anne babanın ciğerini yakıp evlat acısı ile yaktınız?
Kurt kuzuya karışmış, dava diye insanlar fuzuli yere ölmüş. Yazık değilmiydi bu insanların evlatlarının boş yere ölmelerine. Siz bunları yaşadınız mı koçum, ne yaşadınız da bana milliyetçilik dersi veriyorsunuz?
Uzun lafın kısası öyle çok yazacaklarım var ki anlatamam. Bence bunları babalarınıza sorsanız daha iyi anlarsınız. Bence ülkenizi sevin, bayrağınıza sahip çıkın. Hükümetler kim olursa olsun isyan etmeden, seçim zamanı gücünüz yetiyorsa çoğunlukta iseniz sandıkta hesabınızı görün. Sandıkta göremediğiniz hesabı, sokakta görerek beni rahatsız etme hakkınız yok. Milliyetçilik babanızın mali değil bende sizden yüz kat daha fazla milliyetçiyim.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: