Dürüstlükten maksat şimdiki gençler eskiye oranla teknoloji çocukları olması nedeni ile her şeyden haberdarlar. Yalanın yanlış olduğunu, dini inancın gerekli olduğunu, saygı ve görgünün önemli olduğunu bilmekle beraber, kendisinde olmayan maddi ve manevi varlıkları kıskanmıyor. En azından eskiler kadar kıskançlık ve hasetlik yapmıyor, onun gibi olamaya gayret ediyor.
Benim üç yaşındaki torunum TRT çocuğu hiç kaçırmadan izler. Hatta beni odasından kovup başka yerde haberleri izlemem neden oldu. Bir gün gayri ihtiyarı bağırmışım, parmağını dudağına götürüp, “ sus bağırma komşular rahatsız olur” dedi. Sen bunu bu yaşta nereden öğrendin diye sorduğumda keloğlan çocuk filminden öğrenmiş. Küçük Erdoğan sayesinde ara sıra bende çocuk dizisi izlemeye başladım. Sonra baktım ki, bizim çocuklarımıza öğretemediğimiz, yâda aklımıza gelmeyen önemli hususları çocuklar televizyondan öğreniyor.
Sonra dedim ki, bu kutuların yayınları çok önemli ve nasıl kullanırsan insanlar o yönde yönleniyor. Ama TRT çocuk kanalını beğendim gerçekten eğitici yayınlar yapıyor, küçücük çocuklar bizim öğretemediğimiz görgü ve yaşam kurallarını buradan öğreniyor. Bu nedenle küçücük çocuklardan tutun büyüklere kadar gençlik eskisi gibi değil teknolojinin nimetlerinden yaralanarak büyüyor.
Rahmetli babam 2000 yılında vefat etti, son dönemlerini beraber yaşadık. Benim küçük oğlum hiperaktif olduğu için küçükken çok yaramazdı. Şimdi Lise üçe gidiyor, rahmetli Babam bana, “ oğlum bundan çok çekersin bu sana çok çektirir” demişti. Bende teknolojinin çocukları bir şey olmaz dedim. Bana dedi ki, “ sana katılıyorum şu andaki nimetler bizde olsaydı bize baş gelinmezdi.” Diyerek bir gerçeği hatırlatmak istedi.
O günden bugüne bakıyorsunuz 13 sene geçmiş. Bana çektirir dediği oğlum çok efendi ve saygın oldu hiç de o günkü durumunda değil. Demek ki, şimdiki eğitim ve terbiyeler onları bir yere getirmiş. Cumaya gidiyoruz, bakıyorum okul zamanı olmasına rağmen çocuklar gençler camideler.
Salı akşamı bir dostun cenazesine taziye için Ak Parti İl Başkanı Fatih yıldırıcı, il yönetiminden Yakup Çay, Yılmaz Eroğlu, Ahmet Varır ve İl Genel Meclis üyesi Dede Teke beraberce yola çıktık. Akşam namazını Fatih camiinde kıldık, caminin imamı okul Arkadaşım Mehmet Türk de bize katılarak beraber taziyeye gittik. Konu bizim dönemimizdeki namaz kılan gençlikten söz açılmıştı. Şimdiki gençlerle kıyasladığımızda bugünkü gençliğin eski gençlikten daha düzgün olduğu ve dini vecibelerini yaşadığı konusunda hem fikir olduk.
Gençlerin kılık kıyafet ve şekilcilikle değerlendirilmemesi gerektiğini Mehmet hocam vurgularken bende onun bu fikrini desteklemek için yaşadığım bir olayı anlattım, sizlerle de paylaşmak isterim.
Benim şimdi kuaför olan büyük oğlum kuaför kalfası iken çenesine top sakal koymuştu. Aile ortamımız ve benim yaşam tarzım nedeni ile bunu kabul etmiyordum. Tabi ne kadarda olsa muhafazakâr ve hafız bir babanın oğlunda top sakal olmamalı. Bir gün Karatay camisinde Cuma namazı kılıp çıktık, çıkış da ben oğluma toplum içinde kızmamak için bir kenara çağırdım.
Aynı camide namaz kılan Ali Ceritli (Möhrali) lakaplı Ali ağabey de camideydi. Benim oğluma kızacağımı tahmin etmiş ve arkamdan gelmiş. Ben kızmaya başladığım esnada Ali Ağabey arkadan omzumu çekerek tuttu ve bana, “ Bak Erdoğan Bey bu çocukları şeklinden dolayı camiden uzaklaştırmayın. Bu imkânlar sizin zamanınızda olsa neler yapardınız, bu çocuklar gibi saçı uzun, kulağında küpeli ve top sakallılar sabah namazına geliyor. Bu bir heves hevesleri geçince bırakırlar, çocukları serbest bırakın onlar bizden düzgün” dedi.
Hatta Mehmet hocam bir şey anlattı, babasına telefon gelen çocuk babasına seni falan arıyor der. Babada yok demesini söylüyor, çocuk, “ baba bana yalan söyletme ben yalan söylemem” diyor. Bakın gençliğe, yalan yok kıskançlık yok, hasetlik yok.
Bize de bazen sohbet ve konuşmalarda konular çıkıyor, bu konuda önemli olduğu için sizlerle paylaştım. Ama en önemlisi bir siyasi parti Başkan ve üyeleri ile camide namaz kılıp taziyede manevi konular konuşuyoruz. Eskiden olsa İktidar parti temsilcileri nerede içeceklerini ve sabahlayacaklarını konuşurdu. Siyasette de nereden nereye gelmişiz...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: