Çarşamba günü ilimize yeni atanan Sayın valimiz Şeref Ataklı beyi gazeteci arkadaşlarımızla ziyaret ederek hoş geldin dedik. Sayın valimizin gelişi ile ilgili geçtiğimiz günlerde bir yazı yazmıştım. Ama kendileri ile tanışıp çay içmek bugüne nasip oldu. Kendileri ile sohbet etme imkanı bulmuş olduk ve kendilerinin gayet mütevazi ve sakin bir duruşu var.

Aldığım intiba ise ilimize güzel şeyler yapacağı yönünde olmuştur. Kulakları çınlasın eski Valimiz Sayın Selami Beyin burada kulaklarını çınlattık. Sayın Ataklı Altınok’un bıraktığı güzel intibaları devam ettireceğini ve Aksaray’a birlikte hizmet etmeyi düşündüğünü söyledi.

Tabi kendilerinin tabiri ile her insanın bir yapı ve özelliği olduğunu söylediler. Sayın Altınok’un 1,5 yılda iyi intibalar bıraktığını kendisini ziyarete gelenlerden duyduğunu bizlere iletti. Onun bıraktığı yerden devam ederek güzel şeyler yapacağız dedi.

Ben kendilerine “ Tarihten Bugüne Aksaray” isimli kitabımı takdim ettiğimde çok memnun oldular. Hatta Aksaray ile ilgili bilgi için personelden kaynak istediğini, ama detaylı bir çalışma bulamadığını ve bu eserden faydalanacağını ve çok memnun olduğunu ifade etti.

Ziyaret öncesi kitabımı takdim etmemden rahatsız olan bir arkadaşımız bundan dolayı ziyarete girmemeyi tercih etti. Gelen misafirlere ya çiçek, ya bir çikolata veya başka bir güzel hediye bizim örf ve adetlerimizdendir. İlimize yeni gelmiş bir idarecimize Aksaray’ı tanıtan bir eser hediye etmek kadar güzel bir şey olamaz. Dağarcığında bir şeyi olmayan insanlar gelen misafire bir şey ikram edemezler. Gölgede kalmak ve ya başarıyı kıskanmak yerine takdir etmek kadar güzel bir şey olamaz. Bunun neresinde bir yanlışlık var anlamış değilim. Bana göre bunlar ikinci planda kalmanın öne çıkamamanın bir ezikliği sonucu kıskançlıktır.

Akşam Ak Parti Belediye Başkan adayı Sayın haluk Şahin Yazgının gece ziyaretlerini takip ettikten sonra birkaç arkadaşla çay içiyorduk. Sevgili eski Valimiz şimdiki İstanbul Emniyet Müdürü Sayın Selami Altınok Bey beni aradı. Bir yazımdan dolayı teşekkür etmek için aramıştı. Kendileri ile telefonda sohbet ettik, hasret giderdik. Şu cümlesi çok güzeldi; “ sen beni yakinen tanıyanlardan birisisin, ben bir Aksaraylıyım Aksaray’ı seviyorum. Tüm dostlara selam söyle” dedi. Bende bu selamı üzerimde kalmasın diye tüm okurlara iletiyorum.

İşte gazetecilik, iyi intiba ve dostluk bu olsa gerek. Önemli olan böyle başarılı idarecilerimiz ile menfaatsiz, beklentisiz ve karşılıksız güzel dostluklar bırakabilmektir. Bende onun Aksaray’da yaptığı başarısını takdir edip sevmişimdir. Allah onun başarılarını daim etsin.

Olaylar son bulmalı

Çarşamba günü sayın valimizi ziyaretten çıkınca oğlumun işyerine doğru yola çıktım. Tam o sırada yine bir önceki gün yaşanan olaylar başlamıştı. Uzun süre saygın birkaç arkadaşım ile olayları izleme imkânı buldum. Gençler ille HDP il binasına asılan tabela insin diyordu.

Dünkü yazımda belirttiğim üzere BDP ile HDP’yi ayırt etmek lazım. BDP Güneydoğu Anadolu bölgesi dışında yeterlice destek bulamayınca bunun yerine HDP’yi kurdular. Bu parti içinde sanıldığı kadar kürt yok, solcusu, komünisti, ermenisi vesaire her daldan insanın bir araya gelerek kurdukları bir parti. Bunun içinde eş başkan Sebahat Tuncer de var.

Burada asıl amaç ilimizde akraba, hısım ve kardeş olduğumuz Kürt kökenli vatandaşlarımızla bizleri karşı karşıya getirmek. Ülkeye örnek olacak Aksaray birliğini bozmaya yönelik seçim ağzı çalışmadır. Tabela indireceğiz diye ne idiğü belli olmayan ve hatta kimsenin tanımadığı bir patiyi ilimizde gösterilen tepki neticesinde tanıtmadık mı?

Adamlar amaçlarına ulaşmadılar mı? İstedikleri de bu değilmiydi? Orada bir tabelası dursa kimin dikkatini çekerdi, ya da kim umursardı? Bunların içinde zaten Aksaray nüfusuna kayıtlı Kürt kökenli vatandaşlarımız yok, kurucusu da yok. Ulusal kanallara kadar taşınan tepki ile bizi tanıtıma alet ettiler. Aksaray’da kargaşa varmış gibi her yere adımız yanlış lanse edildi.

Huzur ve güvenli bir ilimiz var, durup dururken ilimizde kargaşa çıkarmaya yönelik çalışmaya alet olmayalım. Bundan aksine ilimiz zarar görür, insanlarımız tedirgin olur. Yıllarca beraber yaşadığımız insanların hiç birisi, hiçbir Kürt kökenli hemşerilerimiz zaten bunları tasvip etmiyor. Seçim ağzı bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara aman pirim vermeyelim.