Ülkem yaklaşık bir aydır şehre inen eşkıyaların istilasına uğradı. Başkalarının hakkına ve canına gasp ederken; nasıl bir hak aramaysa utanmadan bir de hak arama diyorlar. Nasıl olsa ağzından çıkanın kulaklarının duymadığı siyasilerin yarattığı; çok bahaneleri de var.

Devlet malı yanında kişilerin de kazanımları yakılıp yıkılıyor. Eskiden dağ yollarında yolcu soyan eşkıyalar; insanların saat, mücevher ve paralarını alıp salıveriyorlardı ve eşkıyalığın da bir raconu vardı.

Şimdilerde ise dağdan inip devletin içine kadar dalarak; yakıp yıkıyorlar. Onlar için yakalanmak ve ceza almak umurlarında bile değil. Çünkü adamlar bunu meslek haile getirmişler. Ayrıca; mevsimlik suçlularımız türedi; nasıl türemesin kışın ceza evleri onlar için tam pansiyon bedava konaklama dahası; becerikli ve güçlüysen dam ağası olursun alırsın haracını yattığın yerde köşe bile olursun.

Bunun yanında hukuk nezdinde hakkını alamayanlar; mafyalardan medet umar hale geldiler ve böylece mafyalar da kurumsallaştı. Çeteler deseniz maşallah sayıları konserve sayısını geçti. İdam da nasıl olsa kaldırıldı; arada bir af da çıkıyor Ohhh üç dönüm bostan yan gel Osman. Yapılan istatistiklerde suç işlemeyi ve yatıp çıkmayı alışkanlık haline getiren suç tiryakilerimiz bile varmış.

Adamlar neredeyse ne olur bizi mahkûm edin de bu kışı ceza evinde geçirelim diyecekler. Tüm bunlardan başka suçüstü yakalanıp ilk sorguda salıverilen suçlularımızın sayıları hiç de az değil.  Bu gidişle herhalde Teksas’a döneceğiz ve silahsız gezemeyeceğiz.

Bu günlerimizi de aramak istemiyorsak idam cezası yeniden getirilmeli cezai müeyyideler ağırlaştırılmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır. Aksi halde işsizliğin giderek arttığı ülkemde eşkıyalık itibarlı ve cazip bir meslek haline gelecektir haberiniz olsun.