Havaların iyice soğuduğu ve karların da erimediği şu günlerde kendimizi doğal olarak koruyoruz. Duyarlı belediyeler sokaktaki kimsesizleri de koruyor. Ancak dışarıda korunmaya muhtaç birileri var ki; bunlar da ağzı ve dili olmayan zavallı sokak hayvanlarıdır. Bunlar için de biz insanların bu çetin kış şartlarında ufak da olsa insanlık adına bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?

Bu yapacaklarımız; öyle masraflı ve zor bir şeyler değil. Evimizin balkonundaki çiçek saksısına koyacağımız iki dilim ekmek ve bir tas su onların bu çetin kış şartlarında hayatta kalmalarını sağlayacaktır. Arabalarımızın altında geceyi geçiren sokak kedisine bir parça ekmeği çok görmeyelim.

Kimse hayvanları; hafife almasın onların da güçlü duygu ve hisleri var. Evimin terasına gelip pencere camını gagasıyla tıklatan yaban güvercinin bize aç olduğu mesajını verdiğini anladık. Siz hiç aç bir güvercinin yem yeme telaşına şahit oldunuz mu? Karnı doyan bir serçenin öterek size teşekkür ettiğini duydunuz mu? Biz bunu evimizin terasında her gün yaşıyor ve duyuyoruz.

Bir güvercinin susuzluğa bir gün; açlığa ise üç gün dayanabildiğini biliyor muydunuz? Her yerin don ve kar altında olduğu ve bunun haftalarca sürdüğü şu günlerde bunlar hep ölecekler. Sonuçta nesilleri tükenecek ve doğanın dengesi de bozulacaktır. Bunun zararlarını da yine biz insanlar göreceğiz. Allah her canlıyı bir amaç uğruna yaratmış; böyle olunca da bunların eksikliği ile birtakım dengeler de bozulacaktır. Ayrıca bunlar bizim emanetlerimizdir.

Dinimizde; hayvanların sevabının ve dualarının öneminden bahsedilir. Bu soğuk ve toprağın karla kaplı olduğu günlerde bu sevaptan istifade edelim. Kendimizi bu çaresizlerin yerine koyarsak sanırım durumu daha iyi anlarız.

Birbirimize; havaların bu acı soğuğunda şu soruyu soralım:

“Sen hiç aç ve açıkta kaldın mı?”

 

Sevgi ve Saygılarımla