CEMAATLER DEVLET’TE NASIL GÜÇLENİYORLAR
Yayınlanma :
18.09.2016 19:33
Cemaatler İslam’ın pratikte yaşanmasına hizmet etmesi gereken cemaatler de yine ümmet ile temsil ettiği, fertler arasında bir köprü olmalıdır. Ümmeti ve fertleri birbirine kaynaştırmalı, Cemaatler İslam ümmeti ile hizmet üniteleri olan tali kollar arasında kesintiye sebep olmamalıdır.
Fakat yaşadığımız yakın zaman içerisinde işler tersine işlemektedir. Ana cemaat ümmeti, tali cemaatlerin lider kadrolarından perdelenmektedir. Ve ana çatı altında buluşmayı engelliyor. Bu da İslam’ın şefkatini ve hoşgörüsünü gölgeliyor. Dolayısıyla cemaatler İslam’ın gücüne değil, güçsüzlüğüne hizmet etmiş oluyor. Cemaatler kendi mağaralarında yaşıyorlar. Hiç birinin İslam’ı tarifi de birbirinden uymuyor.
Başlangıç da tevhit inancı etrafında toplanan, cemaatler daha sonra kendi görüşlerini, tevhit inancına dönüştürerek, çıkar ve menfaat işlerine dönüştürüyorlar. Hatta çok güçlü duruma geldiklerinde de, siyaseti kullanıyorlar, yâda siyasete bulaşıyorlar. Siyasi partiler de cemaatleri birer oy deposu olarak görüyorlar.
Seçimlerden evvel cemaat liderlerini ziyaret ederek oy istiyorlar. Ve cemaatlerde oy verdikleri parti, iktidar olunca da bazı talepleri oluyor. Bu talepleri iktidarlar, karşılandıkça taleplerini sınırsızlaşıyor, hele de siyasi iktidarın cemaat önderlerini ziyaret, etmeleri ve bazı, hasta veya ölen cemaat liderlerinin cenazelerinde bulunmaları, onları güçlendirip meşrulaşmasına sebep oluyorlar.
Bu siyasileri cemaat kapısında gören insanlarda akıllarını bir dolar’a cemaaatlara kiraya veriyorlar, cemaat liderlerinden bir tane de saç kılı alanlar ahiretini de garanti altına almış oluyorlar. Sorgusuz sualsiz cennete gideceklerini sanıyorlar.
Bazı cemaat önderleri de maalesef, ne bir dolar, nede bir adet kılı vermiyorlar. Bu saf temiz, bir o kadar da aklını kullanamayan cahil insanları kendilerine kul köle ediyorlar.
Bu insanlar dünya’nın en akılsız ucuz köleleridir. Kendilerini kul köle oldukları yetmiyormuş gibi, birde üstüne üstelik cemaat önderlerine kendi birikimlerini de Allah razısı için cemaatine hibe ediyorlar. Maksat Allah rızasını kazanmak oluyor.
O, aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder. (10-Yunus/100.
Türkiye’de kaç tane cemaat var, ben sayısını bilemiyorum, ancak ortada bir gerçek var, hepsinin metodu aynı. Kimileri rütbeli ve kravatlı vatan hainleri yetiştirdiler, kimileride sakallı bıyıklı militanlar yetiştiriyorlar.
Bunların hiçbiri tevhit inancının temsilcileri değil, zaten olamazlarda. Zira Türkiye’de İslam dini’nin tek temsilcisi ve yetkili kurumu, Türkiye Diyanet işleri başkanlığıdır.
Ancak maalesef diyanet işleri de, ne hikmetse tevhit dini’nin temsilcisi olamadı, adeta cemaatlerin uydurduğu paralel dini onaylayan bir kurum gibi gözükmektedir. Ayrıca bu cemaatleri kontrol edecek, denetleyecek bir denetim kurumu da maalesef yoktur.
Günümüzde bazı cemaatlerde Ülke içinde güçlü birer çember halkası oluşturmaya çalışıyorlar. Devlet’e sızan cemaat sempatizanları da kısa zamanda torpille çalıştığı kurumların tepesinde birer idareci oluyorlar. Bunu gören diğer kurum bireyleri de yükselmek için, yüksek kademelere atanmak için cemaat sempatizanı oluyorlar, böylece cemaat halkası, Devlet kurumlarında çok çabuk büyüyor ve genişliyor.
Devletimiz bir cemaatin militanlarını temizlenirken, diğer başka bir cemaatin militanları devlet kurumlarına sızmasını önlemelidir. Bunların devlete sızmamaları önlemek için gereken tedbirleri elden bırakmamalıdır.
Din devlet olmak için gelmemiştir, insanların dini devletleştirme hevesi ve arzusu vardır. Din devletleşirse dindarlar bundan zarar, görür ve din adına katliamlar yapılır. Hâlbuki din insanlara emanettir.
Günümüzde cemaatler insanları kendi halkalarına almak istiyorlar, çember halkası içinde olanlara da tevhit dini, diye şirke bulaştırıyorlar. Bunun dışa çıkanları ise kâfir, zındık diye lekeleyip kirletiyorlar.
Cemaatler kendilerine karşı çıkan siyasetçileri de aynı muameleye tabi tutuyorlar, halkın gözünden düşürmeye çalışıyorlar. Hükümetlerin politikasını beğenmeyen cemaat liderleri müritlerini de siyasi iktidarlara karşı kullanıyorlar. Devlet kurumlarına sızmış müritler, hükümetin emrine değil, cemaat liderinden emir alıyorlar, bu müritler T.C devletinin yasalarına değil, cemaatin yasalarına uyuyorlar. Hal böyle olunca da devletin gücünü siyasi hükümetlere karşı kullanıyorlar.
Son zamanlarda yaşanan olaylarda bunun belgesidir. Hiçbir cemaat, menfaati yoksa siyasi iktidarları sevmezler ve sevdirmezler. Daha vahimi ise cemaatin müridleri birer cemaatin emir eridir.
Daha birkaç ay evvel, biz Devlet’e sızan bir cemaatten kurtulmak için 240 insanımızı şehit verdik. Devletin kurumları cemaatçilerin değil, devletin kurumları olmalıdır, Devlet cemaatlerden kurtulmalıdır. Cemaatsiz bir Devlet yapısı oluşmalıdır.
Bugün cemaatler, Kinlerini ve egolarını Din haline getirdiler. Bu bozulmuş kirlenmiş din inancı görüşünü de kutsal mezhep meşrep, cemaat, tarikat, dini olmuştur. Oysa İslam dini evrensel bir dindir. İslam dini’nin özünü boşaltılar, dinde eksiltme ve artırma yaptılar. Birçok cemaat müridlerini tevhit dinini, inkâr derecesine getirmişlerdir, Din eğer bir inançsa bende efendime Şeyhime inanıyorum diyor. Böylece İslam Dinini parçaladılar, dinin emir ve yasaklarını bir birine karıştırdılar. Kendi hayal ve düşüncelerini, din diye insanlara dayattılar. Din özgürlük için gelmiştir, Ancak insanları bunlar köleleştirdiler
Onlara Allah’ın indirdiklerine uyun denildiği zaman, hayır biz atalarımızın başımıza sardığı geleneğe uyarız derler. Ya ataları hiç akıllarını kullanmamış ve doğru yolu bulamamışsalar. (2-Bakara/170.)
İyi bilin ki, Allah katında canlıların en şerlisi, aklını kullanmayan gerçek sağır ve dilsizlerdir. (8-Enfal/22.)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: