FELEK NE DEMEKTİR ?
Yayınlanma :
12.01.2016 07:26
Ne güneşin aya erişmesi kendine yaraşır, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir. Hepsi bir felekte ( yörüngede) yüzmektedir. (36-Yasin/40. )
O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri felekte/ yörüngede yüzmektedir. (21-Enbiya/33.)
Hayat, ancak bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız: bizi ancak zaman yok ediyor derlerdi. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece böyle sanırlar. (45-Caşiye/24.)
Eski zamanlardaki batıl inanışa göre güneş, feleğin ve göğün sultanıdır. Diğer gezegenler de onun çevresinde birer vazife ve hizmet görürler. Buna göre ay vezir, Utarit kâtip, Merih başkumandan, Müşteri kadı, Zühal bekçi, Zühre de çalgıcıdır. İlk yedi felekteki gezegen yıldızların insanlar üzerinde iyi ve kötü tesirleri olur. Bu tesirler, o yıldızın etkisinde doğan kişiler üzerinde değişik haller ortaya koyar. Mesela Merih ile Zuhal uğursuz, Güneş ile Müşteri uğurlu yıldızlardır. Yıldızların insanın kaderine hâkim oldukları inancı, feleğin, kader manasını kazanmasına yol açmıştır. Araplar, bu anlamda feleğe derh, İranlılar çarh, derlerdi. Yıldızların her biri belli günlere ve saatlere hâkimdir.
İlm-i nücum ve ya yıldız falı ile uğraşanlar, insanın doğduğu gündeki yıldızların veya burçların durumuna bakarak insanın sağlığını, ahlakını, başarı derecesini, kısaca kader ve talihini keşfetmeye çalışırlar.
Edebiyatta felek, daha çok şikâyet bağlamında kullanılır. Edebiyatın feleğe karşı tutumu olumsuzdur. Çünkü felek, kıyıcı, zalim ve hilekârdır. Sözüne güven olmaz. Kimse onun elinden kurtulamamıştır. İlkel batıl dinlerden, batıl inanışlardan, mitolojiden ve efsanelerden kaynaklanarak halk arasında oluşan felek- kader münasebeti feleğin halk arasında kambur felek, kahpe felek gibi tabirlerle anılmasına feleğin çemberinden geçmiş, gibi deyimlerin oluşmasına sebep olmuştur. Nice insan, şartlar uygun giderse bir terslik çıkmazsa, anlamında felek yar olursa der. Güzel, keyifli daha çok da haram eğlencelerle bir gece veya gün geçirirse felekten kam aldığını söyler veya anlayışına göre felekten bir gece gün çalmıştır.
Haksızlığa, zulme, felakete uğradıysa, feleğin sillesini yemiştir. Talihsizlikten yakınıyorsa, bunu feleğe küsmekle ifade eder. Kendi tecrübeleri ile hayatın iyi ve kötü yönlerini bilen ve her işin altından kalkanlara feleğin çemberinden geçmiş denir. Bahtsız kimselere felek düşkünü, felek vurgunu, dendiği olur. Dönek sözünde durmayan anlamında felek meşrep denilir. Şaşkınlıktan veya korkudan ne yapacağını bilemez hale gelen insan da feleğini şaşıran kimsedir.
Bizi yok edecek olan şey zamanın akıp gitmesinden ömrün bitmesinden başka bir şey değildir diyorlar. Hâlbuki onlar bu konuda gerçeği bilmediklerinden değil, sırf ölüm sonrası dirilişten derin şüphe duyduklarından böyle söylüyorlar.(45-Caşiye/24.)
Doğru yola yönelenlerin hidayetini artırır. Olanlara Allah onların imanlarını pekiştirir, Böylece onları günahtan sakınmaya, heva ve heveslerine baskın çıkmaya muvaffak kılar.(47-Muhammet/17.)
Savaşa giden hicret eden sefere çıkan gurbete giden insanlar müminler için bir daha yerlerine yurtlarına dönmeyeceklerini sandınız. Böyle düşünmek gönüllerinize nefsinize hoş geldi. Bu yüzden kötü düşüncelere kapıldınız. Ve böylelikle kendi kendinizi helak olmayı hak etmiş bir toplum olup çıktınız. (48/Fetih/12.)
Hayat bu dünyada yaşadığımızdan ibarettir.(23-Müminun/37.)
İnsanı her tür kötülüğe iten heva ve hevesi onun kötü feleğidir insanın nefsindeki her türlü heva ve hevesi azınca hiçbir sınır tanımaz. Bu hale gelince de kendisine de zarar ziyan verir. Bu hal onun kötü feleği olur. Kendi içgüdülerinin kendi iradesi ile yaptığı eylemler onun feleğidir.
Ne var ki genellikle inkârcı insan, önündeki hakikati yalanlamaya bayılır. Ve zaman sermayesini Allaha isyanla sürdürür durur. (75-Kıyamet/5.)
Asr ve yaşadığı zaman insanın saadetini ve felaketini kendi elleriyle hazırladığını beyan eder. İnsanın çağa, mekâna kabahat yüklemesi onu sorumluluktan kurtarmaz. İnsan kendi felaketini veya kendi kurtuluşunu kendi hazırlar. Sorumluluk veya sorumsuzluk kendisine aittir. Bir başkasını asla suçlamaya hakkı yoktur. Lehine olan günde azmayasın şımarıp böbürlenmeyen, Aleyhine olan günde de sızlanmayınız.
Bununla beraber iyiliği tarihin bir dönemine hasredip kendi yaşadığı asrın kötülüğünü de Ahir zaman söylemiyle mazur gösterenlerin bu mantığı geçersizdir. Keramet zamanda değil insandadır. Zaman insanı kötüleştirmez. İnsan kendi zamanını ziyan eder. Sonrada bu zaman kötü zaman kahpe felek ben sana ne ettim derler. Felek, ah bu kambur felek kimine karpuz yedirir, kimine kelek, kimine ceket giydirir, kimine yelek.
Arzın, toprağın, vatanın kutsallaştırılması da bu inançlardan biridir. İnsan, belli bir yerde değil, tüm yeryüzünde halife olması için yaratılmıştır. İslam’ı bulunduğu yerde yaşayıp oraya hâkim kılmak için çalıştığı gibi, dünyanın ulaşabildiği her tarafına da götürme zorunluluğu vardır. Bir insan, doğacağı yeri seçme hakkına sahip olmadığından tercihinde olmayan bir konudan dolayı ne ayıplanır, ne de şereflenir. Allah, bizi bu topraklarda değil de çok farklı hatta sevmediğimiz yerde dünyaya getirebilirdi.
Kâinatı Cenneti cehennemi bu dünyada keşfedemeyeler. Cennete gidip Allah tan sınırsızca Huri kadın isterler. Cennette cehennemde bu dünyada arayacaksın. Sen nefsini iradeni imanını bu dünyada test edeceksin. Çağdaş ilmi keşfedemeyenler başkalarının günahı ile uğraşırlar. Kendilerini düzeltmeyenler akıllarına imanlarına cahiliye nin Kâbe putu doldururlar.
Ey Allah’ın topraktan yarattığı çamur insan, sen ne veli, nede evliyasın. Âdemoğlu âdem sin. Adam ol. Yağmur bulutlarını kendi üzerine çekmeyenler çorak kalır verimsiz toprak olursun. Tercih senin, sen kendi özgür iradenle tercihini yapacaksın Allah iradeyi aklı bunun için yarattı. Neyle zayi olduğuna bir bak.
Yüce Allahın hoşlanmadığı şeylerden uzaklaşıncaya kadar hiçbir insana, akıllı insan denmez. Bizim öğüdümüze Kurana sırt çeviren, Dünyadaki fani hayatın tadını çıkarmaktan başka bir amaç ve arzusu bulunmayan kimselere Adam diye dönüp bakma.53-Necm/29.
İnsan her ümit ve beklentisinin gerçekleşeceğini mi sanır. Yo o Dünyada da Ahirette Allahın’dır. İki cihan da Allah ne derse o olur. 53-Necm/24 -25
Sizin bu durumunuz, Musa’nın kavmine, Ey kavmim benim Allah’ın elçisi olduğumu çok iyi bildiğiniz halde niçin beni üzüyorsunuz, dediği zamanki durumunu hatırlatıyor.(61-Saf/5.)
O ihlâslı kullar ufak tefek kusurlar işleseler dahi büyük günahlardan ve yüz kızartıcı davranışlardan uzak dururlar. Bilesiniz ki Rabbin sınırsız merhamet sahibidir. O sizi ilkin topraktan yarattığında da analarınızın karnında birer cenin olarak bulunduğunuz zamanda da her halinizi gayet iyi biliyordu. O sizi sizden daha iyi bildiğine göre kendinizi tertemiz sütten çıkmış ak kaşık gibi görmeyin. Şüphesiz O emir ve yasakları konusunda kimin dikkatli ve duyarlı olduğunu çok iyi bilir.(53-Necm/32.)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: