Doğrusu insan’ı yaratan, biziz ve iç beninin ona neler fısıldadığını iyi biliriz. Zira biz insana şah damarından daha yakınız. ( 16-Kaf/16.) 

Zıt kutuplarda konuşlanmış iki unsur karşı karşıya gelseler. (17.)

İnsan’ın söylediği her şeyde yanı başında mutlaka bir gözetleyici bulunur.  (18.)

İnsan’ı iki melek gözetler, her yaptığını yazarlar diye çevrilmiştir.  Hâlbuki sağ iyiliği sol ise kötülüğü temsil sembolize eder.   Bunların insan’da meleke haline gelen iyilikler kötülükler olarak yorumlana bilir.

Ayrıca iyilik yapan melek gibidir kötülük yapan şeytan gibidir. İnsan’ın tabiatında mevcut iki eğilim içgüdüsel arzu ve dürtüler iyi ve kötü düşüncelerde olabilir. M.Esed. Kuran Meali Tefsiri

Bir başka ayette ise şöyle söyler.

Her insan kendi geçmiş iç dürtüleri ve vicdanı ile ortaya çıkacak karşımıza getirilecek. (16-Kaf/21.)

Cenabı Allah melekleri cennet için yaramıştır. Ancak Yüce Allah’tan bir emir görev alınca, o iş için yeryüzüne veya semaya inerler. Verilen görevi tamamlayarak tekrar geldikleri yere dönerler. O halde insan’ı kim gözetler ve eylemlerini yazar.

36-Yasin/ 12.  Ayeti bu soruya şu cevabı verir.

Elbette biz ölüyü biz dirilteceğiz ve onların önden yolladıklarını da arkada bıraktıkları eserleri de biz yazacağız, böylece her şeyi kaydeden tarifsiz ve çok gelişmiş bir ana (bellekte) kayıt altına almış oluruz. (36-Yasin/12.)

Bilakis insan kendi benliğine şahit olacak. (75-Kıyamet/14.)

Levhi-i Mahfuz akıl sır ermeyen, hem de hiçbir şeyi Atlatmayan yapısını ifade eder. Allah için ayan açık, insan için akıl sır ermez bir yazılımla korunmuş, özün de açık ve dahi açıklayıcı olan çift yönlü tabiatına istinaden, Göstergeleriyle insan’a açık. Özüyle Allah’a açık bir yazılımla korunmuş kayıtlı belgelere delalet eder. Ayrıca insan’ın kendin de kendini gözetleyen kara kutusu olabilir. Uçak düşünce kara kutu olayı açığa çıkarıyor. Mahşerde de insan’ın kara kutusu, sicili eline verilince.  Önce incelenip sonra kendisine sunulacak. Doğrusu Allah bilir vesselam.

 

 EY OKUYUCU;

Âdem işlediği günahın sorumluluğunu üstlendiği için affa nail ve yeryüzün halifesi seçilmiştir.

Her ikisi de dediler ki; Rabbimiz, biz kendi kendimize zulmetmişiz; eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, kesinlikle kaybedenler arasına gireriz.( 7-Araf/23.)

Kurana göre şeytan tercihinin sorumluluğunu üstlenmeyip Allah’a yıktığı için şeytan olmuştur.

Rabbim, dedi sen beni saptırdın, bunun için ben de yeryüzünde kullarına günahları süslü püslü göstereceğim ve kesinlikle onların tümünü yoldan çıkaracağım.15 Hicr/39.

 Madem breni yoldan saptırdın, onları saptırmak için senin dosdoğru yoluna oturacağım.(7-Araf/16.)

Bu sonuç, kendi ellerinizle yaptıklarınızın karşılığıdır. Unutma ki Allah kullarına zulmetme ihtimali bulunmamaktadır.(3-Ali-İmran/182.)

İYİLİK YARATAN’DAN KÖTÜLÜK YARATILANDANDIR.                                                                     

ÖLÜM DÜNYA’DAN GİTMEZ, ÖLÜM HAYATIN EN KIYMETLİ İLAHİ EMRİDİR.

ÖLÜMÜ ARAYIPTA BULAMAYANLAR VARDIR.

Uğradığınız her iyilik Allah’tandır, başınıza gelen her kötülük de

Kendinizdendir. (4-Nis/79. )

Sizin hoşlanmadığınız bir şeyde sizin için bir hayır olabilir. Sizin hoşlandığınız bir şeyde sizin için bir şer olabilir. Allah sizin bilmediklerinizi de bilir. (2-Bakar/226)

 Onlara zulmeden biz değiliz, fakat asıl onlar kendi kendine zulmediyorlar. (43-Zuhruf/76 )

İnsan sanki hayır için yalvarıp yakarıyormuşçasına şer için yalvarıp yakarır, zira insan çok acelecidir. (17-İsra/11. )                                                                                                                                            

Eğer insanların hayrı istemede acele ettikleri gibi Allah da insanlar için şerri takdir kılacak olsaydı, onların sonunu getirecek hüküm hemen infaz edilirdi. (10-Yunus/11)

Sığınırım ben yokluk gecesini yararak varlığı çıkaran sabahın Rabbine Onun yarattığı her şeyin, şerrinden Ve aklı iradeyi bastırdığı zaman zehirli-zifiri bir cehalet karanlığının şerrinden ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden. (113-Felak/ 1-4. )  

CEHALET VE DALALET KONUSUNDA İNSANIN SORUMLULUĞU:

Biz İnsanı akıl ve irade vererek, kitap ve peygamberler göndererek doğru yola yönelttik, artık ister şükreden biri olur, ister küfreden biri olur. (76-İnsan/3.)

Onların kalpleri var, onunla düşünmezler, onların gözleri var, onunla görmezler, onların kulakları var, onunla işitmezler. (7-Araf/179.) 

Dileyen kimse iman etsin, dileyen kimse de inkâr etsin. (18-Keyf/29)

Şu kulları müjdele ki, onlar sözün tamamını dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte Allah’ın rehberliğine tabi olanlar bunlardır. Ve işte onlar, akletme yetkilerini kâmil manada kullananlardır. (39-Zümer/17-18.) 

Eğer dileseydik, onların görüp kavrama yeteneklerini iyice köreltirdik de hayvanlar gibi yoldan çıkmak için yarışırlardı.(36-Yasin/66.) 

Eğer dilersek mutlaka onları kendi konumlarına göre başka bir hale dönüştürürdük. O takdirde ne savuşturabilirler ne de geri dönebilirlerdi. (36-Yasin/67.)   

Eğer dileseydik, geçmişte olduğu gibi elbette her topluma şimdi de ayrı bir uyarıcı gönderirdik. (25-Furkan/51. )  

Allah inanıp güvenen kimseleri sabit, salmam bir sözle hem dünyada hem de ahirette sapasağlam dimdik ayakta tutar ve Allah zalimlerin ayaklarını kaydırır. Çünkü Allah dilediğini yapar. (14-İbrahim/27. )

Bununla Allah birçoğunu saptırırken birçoğunu da doğru yola yöneltir. Ve fakat yoldan çıkmayanlardan başkasını kesinlikle saptırmaz. Onlar ki fıtrat sözleşmesinden sonra Allah’ın aldığı sözü bozarlar.  Allah’ın birleştirilmesi emrettiğini birbirinden ayırıp-koparırlar ve yeryüzünü fesada verirler. İşte bunlar