KÂBE

Kâbe, dünyadaki tüm Müslümanların namaz kılarken kendisine yöneldikleri kıbledir. 2-Bakara/144.

Müslümanların tasavvurunda istikamet tayinini ve mekân bilincini temsil eder. Kuran’a göre, insanoğlunun yeryüzünde yaptığı evlerin ilki. Allah, insan’ın yeryüzünde yaptığı ilk imar faaliyetini benimsemiş, insan’ın ilk eve Beytullah (Allah’a ibadet evi) adını vermiş, bununla insanoğlunun yaptığı ilk eve, adeta benim diye sahip çıkmıştır. Bu yüzden, hac’ca gitmek gurbete gitmek değil, insanlığın baba ocağına gitmektir.

Peygamberlerin atası Hz İbrahim, in İsmail ile birlikte, kadim temellerini bularak yeniden yükselttiği Kâbe, mimarisi herkese şu ölümsüz mesajı verir. İnsanoğlu, ne kadar isterse de Allah, a noksansız kulluk edemez. Bu nedenle insan Allah’a kullukta aczi yetini itiraf etmeli.

Kâbe tarihte birçok kez farklı sebeplerle tahrip olmuş ve tamir görmüştür. Kâbe, bölgenin en yüksek tepesine değil, en çukur yerine,İnşa edilmiştir, taş ve ahşap malzemeden, sade bir mimariyle yapılmış bir yapıdır. Başlangıçta içi Allah, a ibadet için kullanılırken, sonraları içinde değil, etrafında ibadet edilir olmuştur. Kâbe, kalbin taş kesilmemesi için taşın kalp kesilmesidir.

 

Mekke de Mescidi Haramın ortasında yer alan dört köşeli küp şeklinde nesne demektir. Kuran’da iki yerde zikredilen Kâbe adının yanında bu kutsal Mabet için Beyt (ev) Beytullah)  (Allah’ın evi) El- Bey tül atik eski ev, El Bey tül mamur (mamur ev) El Bey-tül Haram ve el Bey-tül muharrem korunmuş dokunulmaz saygı duyulan ev isimleri de kullanılır.

(52-Tur/4. ) EL Bey-tül mamur şahit 5. Yüceltilmiş gök kubbe şahit olsun.

 

Zira insan’lık için inşa edilen ilk mabet Mekke deki bereketli ve bütün toplumlar için hidayet merkezi olan mabet idi. (3-Ali-imran/96.)

 

Buna delalet eden işaretler hala orada duruyor, orası İbrahim’in makamıdır. Oraya giren herkes emin olur. Ve ona ulaşmaya gücü yeten herkesin mabedi haccetmesi, Allah’ın insanlık üzerindeki hakkıdır. (Ali-imran/97.)

 

Hani biz, İbrahim’in inşa ve ihya etmesi için bu ibadet Evini yerini tespit ettiğimiz zaman, Bana hiçbir şeyi şirk koşmadığın gibi, Mabedimi de tavaf edecekler ve ona doğru kıyam durup rükû ve secdeye kapanacaklar için şirkten temiz tutacaksın demiştik. (22-Hac/26.) Ve insanları hac’ca davet et. (Hac/27.)

 

Hz İbrahim den önce Kâbe’nin mevcut olduğuna işaret etmektedir. Hz Ali Kâbe’nin gökte aslı olduğu yorumunu yapmıştır. (Bey davı)  de söyle söylemiş.

Hz âdem cennette meleklerin el- Bey-tul Mamur’u tavaf ederken yaptıkları tembihatı işitiyordu. Cennet’ten kovulunca buna hasret kaldı. Bu hasreti dayanılmaz bir noktaya ulaşınca dua etti ve Allah da ona bir ev yapmasını emretti. Bu evin yeri ise yeryüzünün göbeği, yani insan soyunun ilk konuk edildiği yerdi.

Hz âdem bu evi yapınca hasreti dindi. Bu yüzdendir ki hac ibadeti, bir gurbete çıkış değil sılaya dönüş olarak anlaşılmalıdır.

Kaynak: M. İslam oğlu hayat kitabı kuran meali,

 

54-Tur/-4-5 ayetleri, el Beytul Mamur şahit olsun. Yüceltilmiş gök kubbe şahit olsun

Yani ziyaretçileriyle şenlenip mamur olan BeytullahVeya Allah’ın insanı kalfalığına halife tayin ettiği ve imar etmesini istediği yeryüzü misafirhanesi. Hac dışındaki Kâbe ziyaretine insanı mamur ettiği ve insanla mamur olduğu için bu ziyaretlere de umre adı verilmiştir. 

 

Kâbe’nin ilk defa ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı hususunda ihtilaflar vardır. Bazılarına göre Kâbe’yi ilk yapan âdemdir.

Hz Nuh Tufanı’ndan sonra yıkılmış temeli toprak altında kalmış, Hz İbrahim’le tekrar toprak altından gün yüzüne çıkartılmıştır. Kâbe Hz İbrahim ve oğlu İsmail ile birlikte Kâbe’yi harçsız olarak üst üste konulan taşlardan, üstü açık iki kapalı olarak inşa etmiştir.

Kâbe’nin ölçüleri şöyledir. 1-5 metre genişliğindeki temeller üzerine inşa edilen Kâbe’nin dıştan dışa 10,70 en uzunluğu ise 12 metredir. 15 metre yüksekliğinde olan duvarları 1.25 metre kalınlığındadır. Kâbe Mekke’nin çevresindeki dağlardan bazalt taşlarından yapılmış 1614 adet taş ter almaktadır. İki kapısı vardır, bunların yüksekliği 1.92 metredir.

(Kaynak Diyanet işler başkalığının hac rehberinden.)

 

Kâbe Hz İbrahim den sonra kaç defa tamir gördüğü bilgileri yoktur. Bazı kaynaklara göre 60 defa tamir edildi. Miladi 605 yılında Kureyş tarafından yerleştirilen Hacerül evsedi taşının koyma şerefinin hakemliğini yapan Hz Muhammet’ti. Kâbe bu günkü halini 1997 de Suudi hükümeti tarafından altı ay süren bir tamiratla bu hale geldi.

 

HACERÜL- ESVED TAŞI:

 

30 cm. çapında yumurta biçiminde siyah’a yakın koyu kırmızı renktedir. Bu taşı Hz İbrahim tarafından Kâbe’nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirilmiştir. Bu taş Ebu kuves dağından getirilmiş özel görünümlü bir taştır. Cennet’ten gelmesi uydurmadır. Kâbe kalbin taş kesilmemesi için taşın kalb kesilmesidir. Kâbe yeryüzünün kalb ise, insan’ın kalbinin kebesidir. Kâbe Allah karşısında kulun iddiasızlığının şaheseridir. Kâbe’nin bulunduğu yer, yeryüzünün göbeğidir.  Manevi gıdasını buradan alır.

El- Beytul- Mamur şahit olsun.(52-Tur/4.) 

Yüceltilmiş gök kubbe şahit olsun. (Tur/5.)

Kaynak. İbrahim i okuyuş kitabı sayfa 46. Ahmet Baydar. M. İslamoğlu. İslam nedir kitabı.

                                             

 

 CAMİ VE MESCİD

CAMİ TAŞIN DUASIDIR.

CAMİ KAMU MALIDIR.

ALLAN’A İBEDET EVİ YERİDİR.

MESCİDLER ALLAH’A AİTTİR.

ORADA YALNIZ ALLAH ANILIR ALLAH KONUŞULUR.

CAMİ, KALBTİR.

CEM EVİ TOPLANMA MERKEZİDİR.

CAMİ BİR MEKTEP VE ÜNİVERSİTE GİBİ OLMALIDIR.

HER MESCİD ALLAHA YÜKSELEN KANATTIR

CAMİ İLK İSLAM MÜESSESESİDİR.

Âdem neslinin ilk yapısı mescidi haramdır. Bu kutsal mabedin etrafında, ruhlar akın-akın Tavaf ederler. Cephesinde İslam göğsünde İman vardır. Bu bir mabet değil Allah’a yükselen şahadettir.           

İslam cemaatinin ve İslam sitesinin kalbidir.

Cami İslam şehrinin imanıdır.

Zira insanlık için inşa edilen ilk mabet Mekke’deki bereketli ve bütün toplumlar için hidayet merkezi olan mabet idi.3-(Ali, imran/96.)

 

Buna delalet eden işaretler hala orada duruyor; orası İbrahim’in makamıdır. Oraya giren herkes emin olur. Ve ona ulaşmaya gücü yeten herkesin mabedi ziyaret etmesi Allah’ın insanlık üzerindeki hakkıdır. Kim de nankörlük ederse, iyi bilsin ki Allah hiçbir varlığa muhtaç değildir (3- Ali-imran/97)

Camiler okul, minareler, kalem olsun, Allah’ın rahmeti yüreklere ilham olsun ruhunuz Allah’ın zikriyle huzur bulsun.

Her bir cami cemaatin toplanma merkezi olsun. Âmin.