KENDİMİ SİZLERE ANLATAYIM
Yayınlanma :
18.02.2016 07:39
Otlar, ekinler, çiçekler ve diğer tabiat olayları bende başlı başına bir merak konusu olmuştu. Allah’ın varlığını bilirdim, fakat din konusunda az bilgisi olan bir çocuktum. İslam dinini esaslarını da az bilen biriydim. Allah’ı göremiyordum ancak doğa olaylarından gücünü hissediyordum. Dine karşı küçük yaşta merakım vardı. Din konusunda birçok insana sorular sorardım. Fakat bunlara da körü körüne inanıp kalmıyordum. 1965 yılında 13 Yaşımda İstanbul’a okumaya gitmiştim. Askerden sonra İ.B.Belediyesi bağlı bir kurum olan, İ.E.T.T. de 20 yıl çalıştım, oradan emekli oldum.
İstanbul da kaldığım sürede camilerde hocaları dinlerdim. Fakat hocaların bu konuşmalar beni hiç tatmin etmiyordu. Hiç kimse bana İslam dini’nin özünü anlatamıyordu. Ve bana kimse Kuran meali veya Tefsir oku demediler. Bana hadis kitaplarını oku diyorlardı. Ve bende bol, bol hadis kitapları okuyordum. Ben bu dini Anam’dan, baba’mdan, cami hocalarından öğrenmedim, zaten annem ve babam da dini konularda fazla bilgisi olmayan birer insandı. 1980 Yılında İlahiyatçı yazar ve mütercim Ahmet Baydar ile tanıştım. O bana Prof.Dr. Süleyman Ateşin Mealini okumamı söyledi. Ve ben ilk defa Süleyman hocamın Mealini defalarca okudum.1985 Prof. Dr. Seyit Kutup’un Fizılal- il- Kuran tefsirini ve kitaplarını okumaya başladım. Okuduğum bazı hadislerin Kuran meallerine ters düştüğünü gördüm. Ve ben Tefsir ve Meal okumaya başladım. Mustafa İslam oğlunun Hayat kitabı Kuran Mealini sürekli okudum.
İmam Teberi Tefsiri, Muhammet Esed Kuran mealini okudum. Diyanet İşleri başkanlığının Meali ve Hayrettin Karaman ve arkadaşlarının Mealini okudum. Elmalı Muhammed Hamdi Yazır’ın tefsir ve mealini defalarca okudum.
Mustafa Öztürk Kuran mealini Ve Prof. Dr. Mehmet Okuyan Hoca’nın Kısa Surelerin Tefsirini defalarca okudum, inceledim Toplamda 50’ye yakın Kuran Meali okumuş oldum. Ayrıca Prof. Dr. Bayraktar Bayrak’lının Bostancı Tatar Ağası Camisinde dört yıl Kuran Tefsir derslerini dinledim. Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan Hoca’nın Tefsir derslerini Hilal TV’ de takip ediyorum. Süleyman Ateş Hocanın Eserlerini ve yazılarını takip edip okudum. Mustafa İslamoğlu’nun tüm eserlerini okudum. Ayrıca Esma derslerini takip ettim ve 3. Cilt olan Esma Hüsna-i kitabını okudum. Mehmet Okuyan hocanın Tefsir derslerini hala takip etmekteyim. Ayrıca İlahiyatçı yazar Ahmet Baydar’ın sohbetlerine katılırdım. Onun eserlerini de takip edip, okuyorum. Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır hocanın bazı kitapları ve kendisini de Süleymaniye Vakfından takip etmekteyim.
Dört İncil’in tamamını okudum ve Yahudi din kitapların özetlerini okudum.
Doğru dini ve dinin kaynağını yukarıda isimlerini belirttiğim bu hocalarımdan öğrenmeye çalıştım. Onlara şükran borçluyum. Bu Âlimlerin Yazılı kitap ve sözlü konuşmalarından yararlandım. Bu konularda çeşitli Âlimlerin de eserleri ve ismi geçen ve geçmeyen Âlimlerin kitap ve Meallerini okudum. Ve onlardan Aldığım anladığım, bu Dinin özünü ve emirlerini önce not tuttum sonra bir kitap haline getirdim. Dini konularla ilgili 300’e yakın kitap okudum halada okumaya devam ediyorum. Yukarıda isimleri verdiğim hocalarımın eserlerinden yararlandım. Bu değerli eserleri herkesin okumaya zamanı ve imkânı olmadığı için, bir özet çıkarmayı uygun gördüm. Bunları da sizlerle köşemde paylaşıyorum. İnşallah okuyanlara bir faydası olur.
Ben hiçbir cemaatin inine inmedim ve girmedim, onlara kul köle olmadım. Bunların görüşlerini de hiç benimsemedim. Hiçbir İnsanoğluna’da Veli ve Evliya demedim. Zaten Kuran’ı ve Esma-i Hüsna’yı okuyunca da bunları iyi anladım. Benim Velim de Evliyam da Allah’tır.
Benim yazılarım da mezhep, meşrep, tarikat, cemaat, hocaların, Atalarımızın ve uydurulan din yoktur. Benim yazılarımda Kuran’ın dini, Muhammed’i din’den örnekler vardır. Bunun için size biraz yabancı gelebilir tepkinizi de çekebilir, tepkide verebilirsiniz Fakat İslam dini’nin anladığım şekliyle özünü anlatmaya çalışmaktayım. Bunun iyi anlaşılması içinde mutlaka Kuran’dan ayetler vermekteyim. Benim mezhebim hanifidir.
HANİFİ MEZHEBİ NEDİR?
Haniflik: İnsan’ın yaratılış fıtratı özüne sadık kalmasıdır. Doğru yolda olan sapmayan İnancına ilave yapmayan kişidir. İslamiyet ten evvel Allah’ın birliğine inanan ve Hz İbrahim a.s dininden olanların vasfı İslamiyet’e kuvvetle bağlı olan ve ilmiyle amel olan kimse, Haniflik tertemiz arı duru pak olmak anlamlarına gelmektedir. Hanefilik doğruya yönelen, doğruyu arayarak Allah’ın yanı sıra başka bir güç ve hakikat kaynağı tanımadan bir olan Allah’ın yoluna kendisini en temiz saf ve duru olarak kendini teslim eden kişilerdir.
Hz Peygamber bütün insanların hanif olarak yaratıldığı beyan eder. A. İbnu Hanbel. Ve Müslim
Hanefilik, sosyal çevrenin yönelişlerine karşı bireysel bir tavrın adıdır. Kuran’ın Hz İbrahim Kaldanilerin göksel Tanrılarına inanmadığı, bir anlamda toplumun batıl olan inançlarından hak olana saptığı için Kuran Ona Hanif demiştir. Kuran’ın indiği dönemde Kâbe’yi tavaf eden, içki içmeyen, putlara kesilen kurbanlardan yemeyen, sonraki hayat için dirilişe inanan kimselere hanif denirdi. Hz peygamberden sonra ki dönemlerde dört halifeden sonra, bu hanifiliğin en şiddetli savunucuların başında Ebu Hanife gelmiştir. Ve bu uğurda canını feda etmiş, hapsi boyladı on yıl kırbaçlandı. Kurandaki ayetler şöyledir.
De ki: Hayır, öyle değil, Hanif olarak, İbrahim milletinden. (2 Bakara/135.)
İbrahim ne bir Yahudi’ydi nede bir Hıristiyan. O, sadece hanif bir müslümandı. (3-Ali-imran/67.)
İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim edip, hanif olarak İbrahim’in dinine uyandan, din bakımından daha iyi kim olabilir. (4-Nisa/125.)
Rabbim beni doğru yola, gerçek dine, hanif olan ve puta tapanlardan olmayan İbrahim’in dinine iletmiştir de. (6-Enam/161.)
İbrahim, şüphesiz hanif olarak Allah’a boyun eğen bir önderdi, Şimdi sana, puta tapanlardan olmayan İbrahim’in dinine hanif olarak uy diye vah yettik. 16/123. Doğrusu ben hanif olarak yüzümü, göklere ve yere fıtrat verene çevirdim, ben puta tapanlardan değilim.(6-Enam/79.)
Tekrar edersek benim yazılarım da Yüce Allah’ın vahiyle indirdiği tek din İslamı, Hz Peygamberin yaşadığı ve tebliğ ettiği dini bulacaksınız. Ancak bunları anlatırken hata olmuşsa bu hatadan dolayı bilenlerden özür dilerim. Zira ben kulum. Kul hatasız olmaz. İnsanlara elimden geldiği kadar bu dini doğru anlatmaya çalışmaktayım. Fakat dindar cahillerden cematın, kul ve kölelerinden onların militanlarından çok çekinirim onlarla din konusunda tartışmamaya da özen göstereceğim. Ve bana bazı Cemaat ve Tarikat Efendilerinin, Cahil yetiştirdiği cemaat, bireyleri ve cemaat’in müridleri itiraz edecekler, Hatta kitaplarını okuduğum Âlimleri, Ehli Sünnet karşıtı kişiler olarak ilan edecekler, bende bu eleştirilerden nasibimi alacağım.
Hz. İsa yakınlarından eziyet ve iftira alınca şu muhteşem sözü söyler. Hiçbir Peygamber yok ki kendi yakınları tarafından horlanmış olmasın.
Benim elimde cemaat ve tarikat efendilerinden alınmış cennetin anahtarı yoktur. Ben onlara kul köle zaten hiç olmadım, olmamda olmadığım için. Bana onlardan Ahirette şefaat edeceklerini de hiç sanmıyorum.
Ben Sayın Mustafa İslamoğlunu şahsen tanımam, görsel basından tanıdım ve kitaplarını okuyorum. Bundan dolayı da beni hiç kimsenin yargılama hakkı yoktur. Tanıyalı da yedi yıl oldu. Onun ilmine saygım sonsuzdur. Sayın İslamoğlunu savunmak bana düşmez, ancak onu sevmeyenler, ona iftira edenler belli bunlar paralelci ve Feto terör örgütü militanlarıdır. Sayın İslamoğlu ne kırmızı bültenle aranan bir şahıstır, nede vatanına milletine ihanet eden birisidir. Hiç kimseye de cennetin anahtarını da vermiyor, himmet paraları ile holdingler de kurmadı, Yine insanları tehdit edip kupbaslar kurup onuruyla oynamadı. Hiç kimsenin de mezhebini meşrebini sorgulamaz. Hiç kimseye de mezhepsiz diye iftira edenlerden de değildir. Kendisi de şuan kendi öz vatanında ikamet etmektedir.
Gelelim benim yazılarıma, hiçbir Sultanhanlı insan benim yazılarımı okuyan, ne dininden taviz verir, nede mezhebi değiştirir. Hele, hele vatanına, milletine bayrağına hiç ihanet etmezler. Onlar Asil insanlardır. Sizin gibi değildirler.
Benim bugüne kadar yazdığım yazılarda hiçbir kuruma ve bireylere hakaret etmedim, iftira atmadım. Ancak yanlış olanı eleştirdim, Diyanet işleri başkanlığını savunmakta, size düşmez Yalan yanlış bilgileri de okuyucularıma vermedim vermemde. Zaten böyle bir şey yapsaydım bu ülkenin kanunları var, savcıları ve hâkimleri var, benim onlara karşı işlemiş olduğum suçlardan dolayı yargılanırdım. Sizin gibi ona buna hakaret ve iftira edip yurt dışına kaçmadım da.
Ben, hanif bir insanın, cahil dincilerden İslam’a Dinine sığınırım. Âmin.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: