EL-KUDDÜS Olan akla gelen tüm kutsallıkları aşan bir kutsallığın sahibi demektir. EL-KUDDÜS: Mutlak ve sonsuz kutsal olan, kutsallıkta eşsiz ve benzersiz bulunan demektir. Kuddüs bir tenzih (kutsallık) sıfatıdır. Allah’tan her türlü noksanlığın sonsuzca uzak olduğunu beyan eder.
EL-KUDDÜS ismi nasıl anlaşmalıdır. Ortağı olmaktan, Benzeri olmaktan, Zıddı olmaktan, Çocuğu olmaktan, Mekân ve zamanla sınırlamaktan gözlerin görebileceği bileşik bir varlık olmaktan, her türlü noksanlık ve kusurdan Allah münezzehtir.
Tarih boyunca insanoğlunun Allah’tan en çok rol çaldığı alanlardan biri, beklide birincisi kutsallık alanıdır. Şu tartışılmaz bir hakikattir Din’de kutsallık alanların artması şu üç sapmayı peşinden getirmiştir.
1-Din asli fonksiyonundan uzaklaşmıştır.
2- İnançlar alabildiğine istismar edilmiştir.
3- insanlar tahakküm altına alınmıştır.
Yeryüzündeki kitabı olmayan inanç sistemlerinin hali ortadadır. Biz kitabı olanlardan bir örnek verelim. Hıristiyanlık, din de kutsal alanları artınca ne oldu, sorusuna ibret-i âlem olacak bir din oldu. İsevilik oldu. Hıristiyanlık, ilahi vahiy yerine yazılıp konmuş binlerce İncil din kitabı, Hz İsa gitti, yerine Papaz Povlos geçti.
Hz İsa tanrı oldu, Povlos aziz oldu. Vahiy gitti gerisi dolgu malzemesi ve Kilise Mesih’in bedeni oldu. Aziz pederler Allah adına günah çıkardılar çıkarıyorlar.
İslam’da kutsallık Allah’ın zatı ve onun mutlak hâkimiyeti altında olan gayb bilgisi ile sınırlıdır. Ayetel kürsü diye bilinen
Allah kendisinden başka ilah olmayan, mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır, ne gaflet basar O’nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde olan her bir şey o’nundur. O’nun izni olmaksızın katında katın da şefaat edecek olan kimmiş bakayım? O’ kullarının önünde açıkta olan şeyleri de, ardında gizli olan şeyleri de bilir; Oysa onlar, O’ dilemedikçe O’nun iminden hiçbir şey kavrayamazlar; Onun sonsuz kudret ve otoritesi gökleri ve yeri kaplamıştır. Üstelik onları görüp gözetmek ona güç gelmez. Zira yüce ve azametli olan yalnızca o’dur. (2-Bakara/255.)
(Bakara / 255)Bunu ifade eder. Allah her şeyi kuşatmıştır. Kurana göre gerçek kutsalın iki özelliği vardır.
1-Dokunulmazlar.
2- Kuşatılmazlar ve kavranamazlar. Dokunulmazlık ve kuşatılmazlık ikisi birleşirse o şey doğrudan iman konusu haline gelir. Şu halde kutsallık alanında yapılacak her genişletme teşebbüsü din ve iman alanına dâhil olmayan şeyi bu alana taşımaktır.
İşte sapıklık bidat tam da budur. Allah’ın zatı ve ilmi dışında hiçbir şey kutsal değildir. Kuddüs olan Allah başta peygamber olmak üzere hiç kimseye ve hiçbir kuruma kutsama yetkisi vermemiştir.
Bu alanı her genişletme çabası potansiyel şirktir. Vahyin Kâbe’yi Allah’ın Beytullah olarak anmış, fakat cahiliye geleneği Kabeyi kutsal olarak ilan etmişlerdir. Bu kutsal alana’da Kutsal saydıkları putlarını Kâbe ye yerleştirdiler doldurdular.
Pekiyi, biz şimdi Kâbe’ye kutsal mekân Mekke’ye de kutsal şehir. Ya Medine’ye Hz Peygamber’e kutsal insan onun kabrine kutsal kabir, onun bulunduğu yere kutsal bölge, Hacerül Evset kutsal taş, Namaz vakitlerine kutsal vakit, secdeye kutsal halı, zemzeme kutsal su, kuyusuna da kutsal kuyu denilir mi, Asla ve kata bunların Hıristiyanların elinde olsa idi sonuç tam da bu olurdu.
Fakat aynı nedenle Müslümanlar böyle bir şey yapması cinayet olurdu. Zira tevhit bir mümini üzeride titremesi gereken bir numaralı hakikati Kuddüs olan Allah’a şirk koşmuş olurdu. Böylece hakiki dine karşı sahte din, indirilen dine karşı uydurulan din peydahlamaktır. Maalesef günümüz dünyasında kutsallıklar çoğaldı. Kutsal inek, kutsal devlet, kutsal lider, kutsal kâse, kutsal yüzük, sonunda kutsallık o kadar ucuzlar ve ayağa düşer ki artık aklına eseni, geleni kutsamaya başlarlar.
İşte tam burada şu ayet imdadımıza yetişiyor,
(Ey Peygamber) yine bana vah yedildi ki kesinlikle ibadethaneler Allah’a mahsustur. Öyleyse Allah’ın yanı sıra başka hiçbir kimseye yalvarıp yakarmayın. Ben yalnızca Rabbime yalvarıp yakarırım. Ondan başka hiç kimseye ilahlık yakıştırmam. (75-Kıyamet/18-20.)
Bu sayım dökümden çıkan çok ilginç bir sonuç var. Kutsallık, Hz Musa’dan Mekâna, Hz İsa da ilahi yardıma veya meleğe nispet edilirken, İş Hz Muhammet’e geldiğinde en kâmil noktaya ulaşıyor ve sadece Allah’a nispet ediliyor.
Bu kutsallık tasavvurunda kemale doğru ilerleyen bir süreci göstermektedir. Kuran vahyi ile kutsallık olması gereken sınırlara çekilmiş ve sürece son nokta konmuştur.
Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Ve nimetimi size tamamladım. (5-Maide/3.)
Kutsallık tasavvurundaki tekâmülün son durağı, son Peygambere indirilen vahyi ile olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki, Kutsal mekânlar kutsal yer değil, Allah tarafından kutsanmış yerlerdir.
Kutsal mekân kutsallığını kutsal olan makamdan almıştır. Kutsal olan mekânda kutsalın kaynağı olan Allah’a saygı duyulur. Onu yüceltin. Allah’ın önüne kutsanmış yeri aracı koymayın, mekâna değil makamda olan Allah’a ibadet ediniz. O halde sen ne isteyeceksen her şeyden haberdar olan kutsalın kaynağı olan Rahmandan iste isteyeceğini.
Kuran’da kendilerine yemin edilen mübarek ve mukaddes olan yerler buraların bereket ve kutsiyeti kendiliğinden değil, orada olup bitenlerdendir. Yani o yerin şerefi o yerde yerleşenin şerefinden kaynaklanır. Zaten bu beldelere yemin edilmesinin sebebi de muhatabın zihnini maddi olandan manevi olana intikal ettirmektir. Ey muhatap indiği yerlere bile bereket katan vahiy, ya hayatına inerse sana neler katmaz ki. İşte bu yüzden vahiy, akla Miraç yaptırmak için nazil olmuştur.
Rahman’a secde edin, imanınıza ibadetinize şirk bulaştırmayın. O yerlere ibret nazarıyla bakmak o yerleri yaratana şükretmektir. Rahman’ın Salih kulları onlardır. Onlar alçak gönüllü ve vakarlı bir şekilde Allah’a yalvarırlar. Rabbimiz bizim günah ve kusurlarımızı bağışla diye dua ederler.
Yine onlar kutsanmış yerlerde Allah’tan başkasına tapmazlar yalvarmazlar. Allah’ın kutsallığını bir başkasına isnat etmezler yakıştırmazlar. Şirkten uzaklaşıp aracısız Allah’a yönelmişse Rahman’ın hayırlı bir kulu olmuştur. O kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır.
EL-Melik, EL-Kudüs, es Selam, el Mümin, el Muheymin, el Aziz, el Cebbar, el Mütekebbir olandır. Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesindedir, aşkındır. (59-Haşr/23.)
Göklerde olan şeylere de, yerde olan şeyler de Melik, Kuddüs, Aziz, Hâkim olan Allah için hareket ederler. (62-Cuma/1.)
Siyasette de eğer meşru zemininden çıkarsa, bir ilah’lık Rab’lik müessesesine dönüşür. Kutsal devlet, kutsal kral ve kutsal rejim ortaya çıkar.
Sözün özü, Kuran vahyinden önceki vahiylerde insana daha geniş manevra alanı bırakılan kutsallık, Kuran vahyi ile sadece Allah’a hasredilmiştir. Bu alana insan’ın müdahalesinin önü kıyamete kadar kapatılarak, istismarın önü kesilmiştir. Böylece hakiki kutsal sahte kutsaldan ayrılmıştır.
Not: Burhan Doğan ·
Açık öğretim Fakülteleri Öğrenci Birliği {AÖF}
Bir imam olarak, tesbitlerinizin % 80 nine katılıyorum Doğru söylüyorsunuz Birde imam gözüyle bakılırsa tesbitlere bi kez daha yeniden düşünmeniz gerekecektir Ama her şeye rağmen görüşlerinizi değerli buluyorum sevgili hemşerim
Saygı değer Burhan Doğan hocam, köşemde yazmış olduğum imam kime denir yazımı okumuşunuz, çok memnun oldum. Eleştirinizi çok haklı buldum, keşke bende biraz daha sizin gibi hoş görülü olabilseydim. Kusuruma bakmayınız,
saygılarımı sunarım.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: