SEÇİMLER İPTAL’Mİ OLACAK
Yayınlanma :
17.11.2015 09:04
Mekkeli müşrikler helva yaparlar ona da Tanrı diye taparlardı. Yolda acıkınca da, taptıkları Tanrılarını oturup yerlerdi.
Bizim demokrasi münafıkları da sandıktan demokrasi ile seçilemeyeceklerini anladıklarda, çeşitli yollara başvuruyorlar, bu yollardan biriyle iş başına gelmek isterler ve geldiklerinde de savundukları demokrasi değerlerini oturup yok ederler. Övündükleri değerler dövündükleri değerlere dönüşür.
Bu insanlar kibirli oldukları için, bulunduğu toplumlarda önde olmak, kendini lider yapmak, iyi bir idareci olmadığı halde, büyüklük taslayarak akıllı geçinen kibirli ahmaklardır.
Kibrin sahibine kurduğu en dehşet tuzak, egosunu şişirdikçe şişirmektir. Kibirliğin egosu öğle bir şişer ki kendisinden başka kimseyi görmez. Zaten görmedikleri hakikatte budur.
Fakat sapık yolu görünce hemen onu kendilerine, yol olarak benimserler, işte bu onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlara karşı umursamazlıkları nedeniyledir. (7-Araf/146.)
İşte Allah her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.( 40-Mümin/35.)
Kibir Allah’ın insana ilişkin umudunu tüketen bir çürümüşlük halidir. Kibir kalbin mühürlenme sebebidir. Kalbin mühürlenmesi ise, o insanın kendini değiştirme yeteneğini yitirdiğine işaret eder.
Kalbin mühürlenmesi aklın mühürlenmesidir. Kibir ışıl ışıl parlayan bir metalin paslanması gibi, pırıl pırıl bir kalbi paslandıran, bir manevi aşınmadır. Küstahça böbürlenen insan büyümek yerine küçülür, insanı azaltan bu durumun tedavisi ise çok zordur.
Onlara denilecek ki içinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapılarından girin, sahi küstahça böbürlenenler için ne berbat bir meskendir orası.( 39-Zümer/72)
Ve cehennem gerçekte kulun değil kibrin yandığı bir azap yeri olup çıkar. Kibir, iblisi şeytan eden şeydir. Ey insanoğlu iblis, kibirlendiği için şeytan oldu. Eğer sen de kibirlenirsen sende onun askeri olursun. Allah yarattığını yönetir unutma.
Rahman’ın has kulları olan kimseler yeryüzünde vakarlı bir tevazu ile yürürler ve cahillerle muhatap olduklarında selam der geçerler. (25-Furkan/63.)
İman eden tevazu gösterir, tevazu küçüğün küçük görünmesi değil, büyüğün küçük görünmesidir. Kendi iyiliğini büyük, başkalarının iyiliğini küçük görmek samimiyetsizliktir. Mütevazı olan kişi şöyle demeli, eller buğday ben saman, eller yahşi (iyi) ben yaman (acizim) .
Davası Allah için, vatanı ve milleti için olanların destekleyicisi Allah’tır. Davası ve hizmet projesi olmayanlar zor iktidar olurlar. Halk için verilen mücadelenin mağlubiyeti yoktur. Bu davaya en büyük zararı ona saldıran değil, onu kötü kullananlar zarar verir.
Dün dündür bugün bugündür, yollar yürümekle aşınmaz söylemleri tarihte kaldı. Hakikati savunur gibi olmanız, seçim meydanlarında boş ve kötü üslubunuzu sizleri de mazur kılmaz.
En etkili iktidar halkının yanında olanıdır ve onları kucaklayandır. Davanız varsa, halka davetiye çıkarın, onlar size gelirler.
İktidar olunca bu sorumluluğunuzu yerine getiriniz ki, bir daha halkın karşısına çıkma yüzünüz olsun.
İçinizden en ufak gevşeme, sizi dıştan dağılmaya götürür. Dağılan bir daha zor toplanır. Pasif iyi değil aktif iyi olunuz. İktidar olmak kötülerin altından koltuğu almaktır. İktidar olmak, çok zor şartlarda gerçekleşir, fakat dikkat etmezseniz çok çabuk kaybedersiniz.
Haramlar yangınlaşırsa mutlu azınlıklar ortaya çıkar maneviyat azalır, ahlak bozulur maddiyat manevi değerleri yok eder.
Ey müminler bilin ki iman etmeyenler itikat yönünden tam bir pisliktir.
(9-TEVBE/28-34-35. )
Allah iman’ın gereklerini yerine getirmeyenleri umduklarına kavuşturmaz.
(9-Tevbe/24.) İstanbul’da benim yakınlarımdan biri telefon görüşmemizde seçim sonuçlarını hazmedemeyip, birinci gelen partiye oy veren tanıdıklarının ve yakınlarının üstünü çizdiğini söyledi. Bende ona seçim sonuçlarını iptal etmek için senin oy verdiğin parti anayasal hakkını kullansın seçimleri iptal ettirsin dedim.
Şayet seçimleri anayasa mahkemesi iptal etmezse, gel seni ben Aksaray’da bir hocaya okutayım parası da benden olsun dedim. O da bana şöyle itirazda bulundu, mutlaka oda Ak Partilidir okunmam dedi.
Prof.Dr. İbrahim Sarmış, hocamızın İslamı okumaya nerden başlamalı kitabındaki bir hikâye aklıma geldi.
Vatandaşın, biri hocaya gidip tavuklarının yumurtlamadığından yakınarak kendisine bir muska yazmasını istemiş.( Hoca da ona yerlerini sıcak tut yemlerini bol ver demiş.) Ancak adam ısrarcı olunca da, hoca muskayı yazıp vermiş ve kümesin kapısına asmasını söylemiş. Adam yumurta ümidiyle hocanın dediğini yapmış, ama uzun bir süre geçmesine rağmen yumurta artışı olmayınca, hoca bize yanlış muska mı verdi, diye merak edip muskayı açmış, açmasıyla da şaşkına dönmüş, Çünkü yazdıklarında hoca,muskadan fayda geleceğine inananın anasına, babasına, sülalesine….. deyip aklına geleni kalaylıyormuş. Adam bozuntuya vermemiş. Bir süre sonra karşılaştıklarında hoca sormuş nasıl, istifade edebildin mi, diye, adam gayet sakin, vallahi ben istifade edemedim ama sülalemde etmeyen kalmadı, demiş.
Vallahi hocam biz bu seçimlerden istifade ettik, ama edemeyenleri bu hoca efendiye mi göndersek acaba.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: