Takvim ne demektir: Takvim zamanı kıymetlendirmektir. Zira zaman mekânlar tarih’le tescil edilir. Tarih’siz bir zaman mekân dilekçe ve emirler yasalar, tarih ve imza ile geçerlidir. Miladi takvimi Türkiye Cumhuriyetin kurulmasından sonra 26-Aralık- 1925 tarihinde Yılbaşı takvimi olarak kabul edilmiştir.

Kuran takvimi Ay takvimidir. Biz bu takvimle bayram ederiz oruç tutarız. Hac ederiz zekât veririz.

Dünya da Yahudiler ve Çin Devleti kendi takvimlerini kullanırlar. Diğer dünya ülkeleri yılbaşı takvimini kullanırlar. Bu takvim 1582 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Papaz graroris takvimidir. Sonradan yılbaşı takvimi ismini almıştır.

Yılbaşı da Şeytanın imparatorluğunu kutlama günüdür. Bu çılgınlığı yaşamak için insan’lar sınırsızca tepişir, günah, şehvet ve haz alma günü olarak kutlarlar. İnsanların çoğu Allah’ın hoşuna gitmeyeceği ilk büyük günahı bu gece işlerler.

Türkiye’de yılbaşı kutlama etkinliklerine bazı kamu kuruluşları, belediyeler ve sivil ticaret kuruluşları ön ayak olmaktadırlar.

İnsanlarda bu etkinliklere katılırlar. Devlet’te doğal olarak vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumak için çeşitli tedbirleri alır, hal böyle olunca da Yılbaşı kutlamaları devlet garantisinde kutlanmış oluyor.

Ben hayatımda hiç yılbaşı gecesi kutlamadım. Ve 1-Ocak akşam haberlerini de izlemem, çünkü yapılan rezaletleri midem kaldırmaz. Akşam dokuzda uyurum.

Başkalarını örnek alan taklitçi toplumların, tabi olduğu kültürler, bilinen bir hakikattir ki doğasında yabancılaşan bireylerin baskın olduğu toplumlardır. Bu toplumlar ahlaki çözülmeye maruz kalırlar. Bu onların ve oluşturdukları uygarlıkların sonu demektir. 

Sonunda da tarih sahnesinden silinip giderler. İnsan’ın inanç özgürlüğü ve kültür ilim özgürlüğünü kazanması onun özgür iradesiyle yaptığı seçimlerdir.       

Sorumluluğunu, üstlenmeyen ve yanlış tercih yapanların hayat tarzı da yanlış olur. Kültür ve ahlak yozlaşmasını önleyemeyen toplumlar, parçalanmış bir toplum haline gelirler.

Toplumlarda durağanlık yoktur. Ya olumlu manada gelişerek değişecek, ya da çürüme anlamında çeşitli sebepleri sosyal siyasi ve ekonomik değişim, çeşitli sebepleri dinamikleri vardır.

Kuran’da olumlu manada değişim ve gelişim sebeplerini dinamiklerini ele almaktadır.

Genel manada olumlu değişim ve gelişimin sebepleri şunlardır. Aklını kullanmak, düşünmek, bilgiye dayalı teknoloji üretmek toplumu çürütecek kötülüklerden uzak tutmak siyasi sosyal hukuki ve ekonomik alanda adaletli gelir payını gerçekleştirmektir.

Çalışkan bireyler, üretmeyen toplumuna bir zenginlik kazandıramaz mutlu olamaz. Onun için, doğum yapan kadınlar mutlu olurlar. Doğurdukları esere bebeklerine sarılıp bağırlarına basarlar.

Çünkü yeni bir varlık dünya’ya getirmişlerdir. Toplumlarda yeni bir şeyin icadını yapanlar, çok mutlu olurlar. Hiçbir toplum kendi üretmediği teknolojiyi bağrına basamaz.      

Sizi yeryüzünde iktidar sahipleri yapan odur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi, kiminizden derecelerle üstün kılan odur.  (6-Enam/65.)   

Bizde istiyorduk ki o ülke ezilenlere lütfedelim onları önderler yapalım ve onları ötekilerin mülküne mirasçı yapalım. (28-Kasas/5.)

Siyasette iman’ın önemi büyüktür. Tabi ki bu erk değişim (köklü) demokrasilerde gerçekleşmiştir. Yönetimi elinde bulunduran iktidarlar, Allah’a Karşı sorumlu oldukları bilincinde olur, yaptıkları uygulamaları mahşerde sorgulanacağını düşünürse, az hata kusur yaparlar, hatalarını da en aza indirirler. İman’ın siyaset için önemli olduğu yanı tamda burasıdır. İnsan’lar ve toplumlarda kendilerini huzur ve mutlu ortamlara götüren siyasileri gönülden desteklenmelidir.