rus çarı deli petro'ya atfedilen,

"yenile yenile yenmeyi öğrendik" sözünden

"sövüle sövüle sövmeyi,

dövüle dövüle dövmeyi,

mağdur ola ola mağdur etmeyi,

zulme uğraya uğraya zulmetmeyi öğrendik"

gibi tersinden ders çıkaranlar

koltuklarına rakip gördükleri herkesi ama

herkesi mağdur etmekten zulmetmekten çekinmiyorlar..



sözün özünde,

'yenilgilerden aldığı derslerle

yenilmemek ve yenmek çabası' varken,

yenilgilerden ders çıkarmayarak

yeni yenilgilere zemin oluşturma pahasına,

sözde ilke ve değerler mücadelesi adı/görüntüsü altında

saklı öfke, kin ve intikam duygularını tatmin ve

deli petro'yu fersah fersah aşacak şekilde

'zamâne çarı' olma hevesi yatmıyor mu..?

'çar' ama 'car car'ından.. bu hâl,

işin neresinde durulduğunu göstermiyor mu..?

bu zihniyetin

'erdemlilik' ile değil

'deli petroluk' ile ilişkili olduğunu göstermiyor mu..?



hangisiyle ilişkili olduğu nasıl mı anlaşılır,

iktidar gücü ve imkanlarını elde eder etmez,

"dün sıra başkalarındaydı, bugün bizde" sloganıyla

dün sövdüğü muameleleri bugün kendisi yapıyor

hatta sövdüklerine rahmet okutuyorsa,

dün övdüğü değerlere bugün lanet okutuyorsa,

bunun adı şahsî öfke kin ve intikam duygularını tatmindir,

bunun adı bozuşmadır,

bunun adı başkalaşmadır,

bunun adı 'yozlaşma süreci'dir..

bunun adı güç zehirlenmesi olup panzehiri yoktur..



bu tür duygularına yenik ve esir düşenler,

yaptıklarıyla

dünün sövenlerini dövenlerini ak'lamış,

dünün mazlumlarını hak'lamış,

dünün gaddarlarını pak'lamış olmuyorlar mı..?

yarınlarda yeni zulümlerin yolunu açmış olmuyorlar mı..?

yarınlarda yeni mağduriyetlere zemin hazırlamıyorlar mı..?

öfke, kin ve intikam kısır döngüsünün bir halkası olmuyorlar mı..?

dünün zâliminden gaddarından ağzı bozuklarından

bir farkı olmadığını göstermiş olmuyorlar mı..?

dünün yanlışlarına daha büyük yanlışlar ekleyerek

toplumsal yangını büyütmüş olmuyorlar mı..?

hak ve adalete teslim olmak yerine

güç ve adavete teslim olmak suretiyle

"dünün 28 şubatçıları" misali

"bugünün 28 şubatçıları" olmuyorlar mı..?

"28 şubat'ın bin yıl sürmesini" sağlamış olmuyorlar mı..?



not: 29 şubat'ta yazıyoruz ki, en azından

2020 yılına dek yazımızın sene-i devriyesi olmaması dileğiyle..RT.



E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com