Çıtırtı, işin başlangıcını,

Çatırtı, sona doğru gidişini gösterir..

Herne kadar çalı çırpıya basınca çıkan ses,

Sıradan bir ses, alışıldık bilindik çıtırtı olsa da

Arkasından gelecek çatırtıların habercisi olması hasebiyle

Kendisi küçük olsa da önemi büyük..



Toplumsal yaşamda da böyle..

İlk aykırı sesler, farklı dillendirmeler,

İlk çıtırtılar, sonraki çatırtıların habercisi değil mi?

Statükoyu silkeyip statükocuları korkutmaz mı?

Varlığını, statükonun devamına borçlu olanlar,

Statükoyu koruma güdüsüyle yırtınıp çırpınmazlar mı?

Kaderleri, statükonun kaderiyle aynı değil mi?



Statüko, mevcut durum demek..

Statükocu yaklaşım, bağnaz bir yaklaşımla ve

Kaybetme korkusuyla, mevcudu

Ne pahasına olursa olsun koruma güdüsü..

Yeni fikirler, kalıcı çözümler üretmekten bile

Ürkme, korkma.. bi'tür vehim..

Her yeniyi mevcuda tehdit gibi algılama..

Değişen, gelişen şartlar ve ilerleyen zaman karşısında

Gerinin de gerisine düşme pahasına,

Sonunda madara olma pahasına,

Özellikle siyasal ve sosyal alanlarda,

Ülke, coğrafya, toplum farkı olmaksızın,

Mevcutla avutarak gelişime ayak bağı olmak..

Durağanlıkla eşdeğer hâle gelmek, getirmek..

Değişim, dönüşüm, gelişim karşıtlığı dense yeridir..

Düşeceği korkusuyla yürümemeyi tercihe dönüşür zamanla..

Eski tâbirle müesses nizam.. yenisiyle, kurulu düzen..

Bizdeki kadar olmasa bile Batı'da da var, establishment..

Kurulu düzen'i iyi-kötü, doğru-yanlış diye sorgulamaz,

Yalnızca nimetlerinden yararlanır, statükocular..

İşin aslı esası, hülâsası bu..

Onları en iyi ifade eden türkü,

"Çıt çıt çıt çıt çıtırdama,

Fık fık fık fık fıkırdama"..

Kaçınılmaz âkibeti,

Fokur fokur fokurdama..



Yolun başlangıcında

Statükoyu değiştirme iddiasıyla gelenlerin,

Zamanla ideallerini, hedeflerini bir kenara bıraktığını,

Usul usul, sessizce başkalaştığını görürseniz,

Anlayınızki

Gücü keşfetmişler demektir..

Gücü kullanmaya başlamışlar demektir..

Gücün keyfin! çıkarmaya başlamışlar demektir..

Statükoculuğun dayanılmaz câzibesine kapılmışlar,

O kadar da kötü bi'şey olmadığın! anlamışlar demektir..

Bu yolculuğun sonu mu?

Gitti eski statükocu, geldi yeni statükocu..



"Ümmetimin ihtilafı rahmettir" Kelâm-ı Nebi'yle başlayıp

"Müsâdemei efkârdan bârikâi hakikat doğar"-

"Fikirlerin çatışmasından hakikat güneşi doğar"-

İzahıyla devam edenlerin, yolun ortalarında

"Müsâdemei efkârdan husûmet doğar"a

Evrildiklerin! görürseniz.. değişim adı altında

Başkalaştıklarını görürseniz bilinizki yolun sonu,

Öncekileri aratmayacak "statükoculuk"tur..

Başlangıç ile gelinen noktanın nasıllığı mı?

Önceki, gücü keşfetmezden önceki hâl,

Sonraki, gücü keşfettikten sonraki hâldir..



Sonuçta farklı sesler, mâsum çıtırtılar,

Aykırılık ve çatlak sesler olarak görülmeye başlanmışsa,

Gelenlerle gidenlerin farkı kalmayacaksa,

Dünün sorunları artarak yarınlara devredilecekse,

Ne anladık biz bu işten..!

Ne anladık biz bu "indi-bindi" oyunundan..!



Bir de,

Gücü keşfetmezden önceki ideal söylemleri,

Gücü keşfettikten sonraki eylemleriyle çatışanların,

Çıtırtıların çatırtılara dönüşmesinden şikayetleri yok mu?

Çatırtıların altında kalmaktan şikayetleri yok mu?

Akıl tutulmasına mâruz kalıyor insan..



Mâsum çıtırtılardan ürkmeyen,

Farklı seslerden korkmayanlarla,

Akl-ı selîmlerle yola devam dileğiyle..

*

NOT:

Güven telkin eden farklı bir ses,

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven hakkında

C. Savcılığı'nın "takipsizlik kararı"nı memnuniyetle karşılıyor,

İçişleri Bakanlığı'nın sürdürdüğü idarî soruşturmanın da

Aynı doğrultuda olmasını temenni ediyorum.. RT.



E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com