. 1970'lerde suçundan ziyade

saçına favorisine, sakalına bıyığına,

kılığına kıyafetine, eylemine söylemine bakıp içeri tıkılırken,

"yargı bağımsız değil" diyenler anarşi yanlıları idi,

"yargı bağımsız" diyenler devlet/statüko yanlıları idi..

. 12 eylül döneminde ihtilale haklılık kazandırmak adına

ihtilale özgü! yargılı/yargısız infazlar! yapılırken,

"yargı bağımsız değil" diyenler sağcı veya solcu idi,

"yargı bağımsız" diyenler askeri vesayet/ihtilal yanlıları idi..

. önce 163, sonra 312, olmadı 159. madde yoluyla içeri tıkılırken,

"yargı bağımsız değil" diyenler irticacı idi,

"yargı bağımsız" diyenler laikçiler idi..

. 15 yıl önce f.gülen cemaati hakkında soruşturma açılırken,

"yargı bağımsız değil" diyenler cemaat yanlıları idi,

"yargı bağımsız" diyenler statüko ve güç yanlıları idi..

. 5 yıl önce ergenekon vb soruşturmaları fırtına gibi eserken,

"yargı bağımsız değil" diyenler ergenekoncu idi,

"yargı bağımsız" diyenler iktidar ve cemaat yanlıları idi..

. 17 aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla içeri tıkılırken,

"yargı bağımsız değil" diyenler iktidar yanlıları oldu,

"yargı bağımsız" diyenler cemaat yanlıları oldu

ve ülke gündemi yine bildiğiniz gibi..





demek oluyorki,

iktidar gücünü ele geçirip

yargıyı arkasına alanlar,

yargıyı kullanıp terör estirirken..

'derin yar'dan atar gibi 'derin yargı' yoluyla

muârızlarını hallaç pamuğu gibi atarken

"yargı bağımsız(?) oluyor",

yargı terörüne mâruz kaldığında

"yargı bağımsız olmuyor", her nasılsa..!

gün olup devran dönüp

taraflar yer değiştirse bile

söylemler hiç yer değiştirmiyor,

sadece taraflar söylem değiştiriyor,

taraflar, gücü arkalayan söyleme yapışıyor..

diğer ifadeyle, gücü eline geçirenler

"yargı bağımsızlığı" terâneleriyle

muârızlarını/rakiplerini ekarte edebilmek için

"topluma daha inandırıcı olur" diye

yargıyı kargı gibi kullanıyor..





dememiz o ki,

"yargı bağımsız" diyenler de,

"yargı bağımsız değil" diyenler de

yargıya gerçekten inandığı için değil,

hak-hukuk, hakkâniyet, adalet adına değil,

"dönemsel kişisel doğruları" adına,

hesabına geldiği dönemlerde,

hesabına geldiği şekilde kullandığı..

üste çıktıysa "yargı bağımsız" dediği,

altta kaldıysa "yargı bağımsız değil" dediği yargı..

sözü tam ortasından söyleyelim,

hemen hiç kimsenin

göründüğü kadar mâsum olmadığı,

kimsenin kimseye söyleyecek sözü kalmadığı..

yargının

maskelenmiş güç mücadelesinin

oyuncağı olduğu apaçık ortada iken..

yargı görevini bihakkın ifaya çabalayan

sessiz çoğunluğu tenzih ederek diyoruzki,

herkesin.. bile bile lâdes dediği..

yargı traji-komedyasından vazgeçerek,

bir diyeceği varsa -ki öyle görünüyor,

başkalarına zarar vermeden söylemesi,

eleştirileri kadar özeleştirilerini yapması,

çok daha dürüstçe ve mertçe olur..

tabiiki bi'nâmertlik yoksa..





hep inişli çıkışlı bu yolun

hiç düzü olmayacak mı diyorsanız,

hakkâniyete adalete yürekten inananların,

gücüne değil haklılığına güvenenlerin

iktidara taşındığı toplum ve ülkelerde,

bu tartışmaların, bu kavgaların yaşanmadığını

hatırlatmanın bilmem bi'anlamı olur mu..?

en önemlisi..

uzun yıllara sâri derecede

bozucu etkilerini yaşadığımız olayların

alarm zillerini çaldığı kaotik günler arefesinde,

"devletin başı olan" ve

"yasama, yürütme ve yargı erkleri konusunda

görevleri, yetkileri ve sorumlulukları" bulunan

sayın cumhurbaşkanı'nın,

"devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetme/ay.104"

görevini bugünlerde yapmayacaksa veya yapamayacaksa

ne zaman(!) yapacağını sormanın bi'faydası olur mu..?





not..

kavgasız, huzurlu bir yıl dileğiyle..RT.





E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com