16 kasım 2013-cumartesi, diyarbakır buluşması
bazı gerçekleri gözler önüne serdi..
. barış ve huzurun alternatifi olmadığı,
. kısır çekişmelerin hiç de önemli olmadığı,
. barış ve huzur yanlılarının çekim merkezi olduğu,
. barış ve çözüme inananların
çatışma ile çözümsüzlük yanlılarını gölgede bıraktığı,
. bölge insanımızın "artık yeter!" noktasının ötesine geçtiği,
. yıllardır özlemini çektiği huzurun, güvenliğin tadına vardığı,
. herşeyin siyaset olmadığı.. önceliğin insanlıkta olduğu,
. bölge insanımızın bir adım atana on adımla karşılık verdiği,
. gerginlikten çatışmadan medet umanların işlerinin zorlaştığı,
. barış türkülerinin savaş tamtamlarına yeğlendiği,
. hısımlığın husumetten daha kolay olduğu,
. birbirimizle çözebileceğimiz sorunları,
dünün düşmanlarıyla çözmenin imkansızlığı,
. eski dostların düşman olmayacağı,
. eski düşmanların asla dost olmayacağı,
. megrî'yi yaşamanın değil söylemenin güzelliği
görüldü, yaşandı..
tabloyu okurken
. siyasi arka planlarını bi'kenara bırakıp
liderlerin özel/şahsî hedefler! dışına çıkarıp
buluşmaya koşarak gelen insanımız odaklı bakarak,
. bölge insanımız üzerinden bölgesel hesaplar yapan
iç-dış odakları bir kenara koyup insanımız odaklı bakarak,
. el ovuşturanlar değil kucaklaşanlar odaklı bakarak,
. acılardan kazanan değil kaybedenler odaklı bakarak,
. zevâhiri kurtarma derdinde olanlar açısından değil
sorundan kurtarma derdinde olanlar açısından bakarak,
. kendi siyasi geleceğini, şahsî ikballerini
kürt sorunu üzerinden bina edenleri dışarıda tutarak
bakmalı, görmeliyiz..
tablo,
. çatışma ve gerginliklerin sonu olsun,
. kirli hesaplar içinde olanların hüsranı olsun,
. huzur ve barış dolu geleceğin başlangıcı olsun,
. zevâhiri kurtarma derdinde olanlar bile
zevâhire teslim olmak durumunda kalsın,
. saman alevi gibi parlayıp sönmesin,
. sönmeyen meşale gibi kalıcılığa dönüşsün..
bu bağlamda umudun,
. zarfı/şekli kadar mazrufu/içeriği doldurulsun,
. duygular kalıcı olsun.. akl-ı selîm devreye girsin,
. tablo bir gün için değil her gün için gerçek olsun,
. sahnedeki coşku indikten sonra da sürsün,
ki söylenenler konusunda
samimiyet ve yeterlilik testinden geçilsin
dua ve temennisindeyiz..
samimiyet önemli ancak yeterli değil..
. iyiniyet ve temennilerin ötesine geçilmeli,
. ortak paydalar ortak faydalara dönüştürülmeli,
. ortak paydaları ortak faydaya dönüştüren
kalıcı yol haritası çıkarılmalıdır..
. "nasıl olsa toplum bundan sonraki hamleleri takip etmez,
bizim için önemli olan üç-beş hamleyle
durumu kurtardık mı yeter" hinliği/cinliğidir,
sorunu bugünlere taşıyan, büyüten..
. temenniyle duyguyla sorun çözülebilseydi,
değil bizde dünyada çözülmemiş sorun kalmazdı..
duyguya, umuda, beklentiye seslenmek işin kolayı..
devamı hamlelerdir işin aslı esası, zoru..
sorunların aslî muhatabının
meydandaki talebi kardeşlikti, huzurdu, barıştı,
bozmak için pusuda bekleyenlere fırsat vermemeli..
doğru tabloyu, yanlış bir tablonun parçası
yapmak isteyenlere fırsat vermemeli..
yakın geçmişteki
"sağ-sol", "laik-antilaik", "alevi-sünni" çatıştırmas! ile
günümüzdeki "dağdakiler-ovadakiler" çatıştırmas! arasında
özü itibariyle ne fark varki.. o nedenle,
özel sohbetlerinde şivan perver'in,
"daha önce türküleriyle dağa çıkıldığını..
bundan böyle türküleriyle dağdan indireceğini"
söylemesi, tez elden hayata geçirilmeli..
. rüzgar, hayal bulutlarını dağıttığında
geride hayal kırıklığı kalmamalı..
. umutları tazelemek ile
umutları ertelemek arasındaki ince çizgidir,
yükselişin veya çöküşün başlangıcı..
umut,
. pırpır ettirir yüreği,
ya uçurur kuşu/gönlü, ya kaçırır..
. son bir şans daha vermektir, umut..
. bumerang gibidir, muhatabına tutunamazsa atanı vurur..
. getirisi, süreli.. istismarı, bitiricidir..
. varlığı, maliyetsiz mutluluktur..
. yokluğu, bedeli ağır mutsuzluktur..
umut tâcirliği mi..?
. muhatabın sabrını tüketirken
umut verenin de itibarını tüketir..
. umudun bir adım ötesi, hayal kırıklığı..
bir düşünürün dediği gibi,
"büyük umutlar büyük adamları yaratır" ise de
büyük umutsuzluklar büyük adamları yerle bir eder..
kaçıncı kez..?
ilkinde.. "umut vermek güzel, altı doldurulmalı"
ikincisinde.. "umut tazelemek güzel ama bu defa belki"
üçüncüsünde.. "karnımız tok, son sözünü söyle"
dördüncü buluşma, olur bozuşma..
umut fakirin ekmeği ise umutsuzluk, köteği..
sözün özünü,
bismilli 19 yaşındaki biletçi remzi araz söyledi,
gözyaşları içinde sayın başbakan'a,
"n'olur barış bitmesin..
yakında askere gideceğim..
askerde ya da dağda ölmek istemiyorum..
huzur içinde yaşamak istiyorum" sözleri,
diyarbakır programındaki coşkunun özüydü..
şehirdekine-dağdakine, ovadakine-bayırdakine,
herkese ama herkese en açık mesajdı..
bu mesaja kör-sağır-duygusuz kalanlara,
bütün toplum gözlerini kulaklarını kapatmalı,
ki gençlerimizin gözyaşı dinebilsin..
ki remziler, sevinç gözyaşı dökebilsin..
E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: