Mustafa Hoca’m ile yaklaşık olarak üç yıllık bir teşriki mesaimiz olmuştur. Sultanhanı Ortaokulunda göreve başladığım 2017 yılı Eylül ayında İmam Hatip Ortaokulu ile aynı binayı kullandığımız zaman Hoca’m ile tanıştık. Daha sonra ilk dönem sona erince İmam Hatip Ortaokulu yeni binasına taşınıp faaliyetlerini yeni binasında sürdürmüştür.O günden bu yana Hoca’mla dostani  ilişkilerimiz devam etmektedir.

Meslek hayatımız boyunca birçok meslektaşımızla birlikteliğimiz olmuştur.Hafızamızdan sildiğimiz arkadaşlarımız olduğu gibi hala arkadaşlığımızı devam ettirdiğimiz ,hatırı sayılır dostlarımız da vardır.Bu kervana artık Mustafa Hoca’mızı da ekledik. Eskiler ”Gelin bindi deveye, gör kısmeti nereye” derler  .Bir başka sözde “Kısmetindir gezdiren yer yer seni, arşa çıksan akıbet yer yer seni.” misali öğretmenlik mesleğinin bir memleketi, coğrafyası yoktur.Vatanımızın her köşesi bize memlekettir.İşte bu deveye artık Mustafa Hoca’mızı bindirdik. Kendisini Diyarbakır’a uğurluyoruz.



İlk zamanlar haliyle Hoca’mı yakından tanıma fırsatımız olmadı. Ancak kurum kültürünün gereği kendisinde iş ahlakını, çalışma ahlakını, mütevazililiğini, insan ilişkilerinin derinliğini görmek fazla uzun sürmedi.Boş derslerinde öğretmenler odasında yetenekli öğrencilere verdiği Kur’an-ı Kerim tilavetleri şu an bile kulağımızda canlanmakta, tazeliğini korumaktadır.İlmiyle, irfanıyla, ferasetiyle sadece öğrencilere değil benim gibi birçok arkadaşa da kılavuzdu. İlimde Fatih’in Hocası Akşemsettin gibi, karar vermede Yavuz gibiydi.Bilmediğimiz ya da üzerinde durulması gereken hususları etraflı bir şekilde izah tarzı vardı. Bilmediği konularda kafadan atmazdı; araştırır,sorar,soruşturur ondan sonra söylerdi.Dini hususlarda O konuştu mu herkes susardı.Giyimi, kuşamı,sesi sedası ile tam bir Anadolu beyefendisiydi. Çelebi bir duruşu vardı. Akif’in ”Sözün odun gibi olsun, hakikat olsun tek.” İlkesinden hareketle hakiki sözleri dosdoğru ifade ederdi.Hayatında grisi yoktu. O; netti, bürütü  yoktu. Yunus’un Tabduk Emre’nin dergahına dağdan kırk yıl odun taşıması, üstelik bu odunları taşırken eğrilerini taşımaması Yunus’un Hak yolunda dosdoğru olduğunu gösterir.İşte Mustafa Hoca’m da Hak bildiği yolda yürüyen, dünyayı dünyada boşayan bir adamdı.

Mustafa Hoca’m görev yaptığımız Sultanhanı’nda halkımız nezdinde karşılığı olan birisiydi.İlçe halkının mutlu ve hüzünlü günlerine mümkün olduğunca iştirak etmiştir.Hele öğrenci velilerimiz Hoca’mızı bağırlarına basmıştır.O; ilçe sakinlerinin fikir sakası, kanaat önderiydi.



Sosyal hayatı ile benim gördüğüm kalbi ile dili birbirine yakın olan arkadaşlarımızdan birisiydi.İmanın tarifi olan “dil ile ikrar, kalp ile tasdik, fiil ile ispat.” düsturundan hiç ayrılmadı. Ailesini ve çocuklarını sağlam karakterde  “imanlı yürek, bükülmez bilek” sıfatıyla yetiştirdi.Çocuğunun birisi hafızlık eğitimini tamamladı.Diğer çocuklarının da benzer eğitimleri aldıkları kuvvetle muhtemeldir.



Şairin  “Kader böyle imiş, oldu ayrılık; vatana olu mu bizden dargınlık.” dediği gibi hicran yarası yüreğimize çöktü.Hocamız 30/09/2020 tarihi itibarıyla Sultanhanı İmam Hatip Ortaokundaki görevinden ayrılmış bulunmaktadır. Tarihi Şelçuklu bakiyesi olan Sultanhanı ilçemizden Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı Tarancı, Süleyman Nazif, Celal Güzelses (Şark Bülbülü),İzzet Altınmeşe  gibi aydınlarımızın ve sanatçılarımız diyarına uğurlamanın hüznü içerisindeyim.İlçemizde görev yaptığı sürede etrafına ışık saçan Mustafa Güneş Hoca’mızın yeni görev yerinde de bir güneş gibi etrafını aydınlatacağından  şüphem yoktur. Sayın Hoca’mıza yeni görev yerinde başarılar; şahsına ve ailesine sivil hayatta saadetler dilerim.

Saygı, sevgi ve muhabbetle….                                                                                                                                                                                    Aksaray - 30/09/2020

                                                                                               

           Zafer ACAR

 Sultanhanı Ortaokulu Müdür Yardımcısı